Kaç milyarsa dünyanın nüfusu işte o kadar dünya vardır dünyanın içinde.

Her bir insan bir dünya taşır içinde kendi bunun farkında olmasa da.

Okulun / okulların bu dünyaları tek dünya haline getirmekteki bütün uğraşlara rağmen başarısızlığa uğramıştır ki son yıllarda okul öncesi eğitim adı altında bir saçma sapan kavram dikte edilmeye çalışılıyor insanlığın içine.

Eğitim ne kadar küçük yaşlarda başlatılırsa o kadar başarılı olabileceğini sanıyor emperyal zihniyet.

Evet okullar son tahlilde emperyal zihniyetlerin üsleridir. Tam donanımlı üsleri.

Kendine özgü okulları nerede barındırdılar ki. Alınız ‘ KÖY ENSTİTÜLERİ ’ deneyimini. Niye tahammül edemedi egemen zihniyeti Türkiye’nin bu okullara sanıyorsunuz.

Köy Enstitüleri insanın kendi kendine yetebilmesinin peşindeydi bir de üstte efendi / sahip / ağa / bey ve altta köle / serf / maraba / mürit istememenin.

Olay sadece Türkiye ile de sınırlı değil.

Adına eğitim ve onun sistemi denilen şey her geçen gün ve artan bir hızla dayatmayla kabul ettiriliyor dünya halklarına devletlerine.

Yabancı dil eğitimi evet gereklidir her halk ve devlet için ve fakat ‘‘ YABANCI DİL EĞİTİMİ DEĞİL, YABANCI DİLDE EĞİTİM ’’ peşinde emperyal güç ve onun her ülkedeki işbirlikçileri.

Çocukları olabilecek en küçük yaşta eğitim dörtgeninin / çemberinin içine almaya çalışan emperyal kültür aynı zaman ve mekânda yabancı diller değil özellikle İngilizce eğitim dayatması içinde, bu bazen Fransızcada olabilir Rusça da.

Matematik ile ilk defa karşılaşacak çocuk bunu bir de ana lisanından, evinde konuşulan aşına olduğu lisandan başka bir lisanla öğrenmek kâbusu ile karşılaşınca ne mi olur.

Elimizin körü olur ki yaman mı yaman

Maviyi blue, elmayı apple diye öğrenip de içselleştirince bir çocuk, zorla, öğretmen / okul ve eğitim zoru ile içselleştirince de anne mother olur baba da father ki ondan sonra al sana daddy mommy şarlatanlığı ki öyle böyle değil.

Bunalım mı istiyorsunuz, alın size bunalımların süperi ki ana yurdunuzda Türkçe adı olan tek bir mağaza dükkan dahi bulamazsınız.