GÜNAY ÇERKEZ’İN HAYALLERİ VE İDEALLERİ

Zaman zaman Ticaret Odası Başkanı Günay Çerkez’in uyarı niteliğindeki ifadeleri, gerçekten düşündürücü ve üzerinde durulması gereken bir husustur.  Kıbrıs Türkünün yetiştirdiği aydın ve girişimci iş adamı Günay Çerkez’in ne büyük bir vizyona sahip olduğunu hepimiz biliyoruz.  Lakin onun idealleri ile, gerçekler örtüşmüyor.
           
“İdeal” olan, Günay Çerkez’in evvelki gün Ticaret Odası Genel Kurulu’nda yapmış olduğu konuşmadaki ifadeleri hakikaten olması gerekendir, ama olmuyor işte.  İsterseniz Günay Çerkez’in şu ifadelerini tırnak içine alarak bir yorum yapalım...
           
Bakınız Günay Çerkez ne demiş...
           
“Kıbrıs sorununun çözümü için, Kıbrıslı Türklerle Rumlar arasında işbirliğine ihtiyaç duyulmaktadır.”
           
Bence de doğru bir teşhis. Tabii ki şu anda devam etmekte olan görüşmeler, Günay Çerkez’in “çözüm hayalleri” ile örtüşen bir durum olsa da, görüşme sonuçlarında umut aramak veya umutları yitirmek gibi bir anafor içinde gelip gidiyoruz.
           
Zaten çözüm olursa, Çerkez’in kafasındaki fotoğraf birden bire önümüze açılacak.  Her iki tarafın ticaret insanları öylesine bir yatırım ve kalkınma sürecine girecekler ki, işte o zaman “Keşke bu işi elli yıl önce yapsaydık ve savaşmasaydık” dedirtecek insanlara.
           
Yine sorumlu aramak istemiyorum.  Bu işin bu noktaya gelmesi ve iki halkın savaş ve ayrışımının keskin bir bıçak gibi hayatımıza girmesi, elbette ki herşeyi altüst etmiştir.
           
Şayet “Bu savaşlardan ve açmazlardan ders alındı mı?” sorusunu soracak olursak, öyle gösteriyor ki, geçmişi örnek alarak, geleceğe daha temkinli, daha emin ve daha güven verici bir tutum içinde adım atma ihtiyacı duyacağız.
           
Ticaret Odası Genel Kurulu’na Rum Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Fodias Pilidis’in dokuz kişilik büyük bir ekiple katılımı, geleceğe bir umut kapısı ve iyi niyet görüntüsü olarak algılandı bence.  Bu iyi bir şey.
           
Demek oluyor ki, herşeyin ötesinde ticaret insanı, “Artık yeter, bir an evvel anlaşın ve bu adaya huzur gelsin, para gelsin, ticari ilişkiler gelişsin, turizm sektörü kalkınsın, insanlar birbirine güvensin” diyor kendi dünyalarında.  Bu durumu açık açık söylüyorlar.  Yani bir bıkkınlığın görüntüsü gibi...
           
İşte ideal olan budur amma...
           
Galiba Rum siyasilerin kafalarını da törpülemek lazım.  Türk tarafında “uzlazmazlık” diye bir şey yoktur.  Sadece yaşanmışlıklardan korkarak daha emin ve bir kere daha geçmiş acıları yaşamamak adına bir tedbirli yaklaşım vardır.  Ve bu yaklaşımın fotoğrafına baktığımızda, Rum siyasileri, kendi ticaret insanını ve siyasetten arınmış insanları da tedirgin ettiğini görüyoruz.  Hatta zamana oynadıklarını ve hem kendilerine, hem de iki tarafın ticaret insanlarına, ada ekonomisine zaman kaybettirdiklerini söylüyoruz.
           
O nedenle Rum Ticaret ve Sanayi Odası’na ve bütün üyelerine çok görevler düşmektedir.  “Lütfen Rum tüccarlar kendi siyasilerinin katı ve uzlaşmaz tutumlarını törpülesinler ve onları hizaya getirsinler” diyoruz.
           
Esasında Günay Çerkez’in ideallerinin ve hayallerinin bir gün mutlaka gerçekleşeceğine inanmak istiyorum.  Ve bir gün o hayaller ve gerçekler oluverecek.  Ama ne zaman?
           
Rumların tek yanlı olarak AB’ye girişinin ve Türkleri “bastırma politikası ile dize getirme” tutumlarının da bir yarar sağlamadığını düşünüyorum.  Çünkü artık bütün dünya eski gözlüklerle bakmıyor Kıbrıs’ın resmine.  Rumlar şu anda eski yerlerinde değiller, dünyayı aldatma açısından.  Bir de Türkiye’nin yükselen değerleri vardır.  Dünya Türkiye’nin yükselen değer ve itibarını da görerek hareket ediyor.  Öyle de hareket etmek durumundadırlar. Çünkü dünya, kendi ilke ve prensipleri içinde kendi çıkarlarını düşünmekte ve küçük veya büyük ülkeler çatışmasında kendi rantını korumaktadır.
           
Lakin yine de umutla bakmak isterim Günay Çerkez’in hayallerine ve ideallerine.   Belki bir gün, bu hayaller gerçek olur ve bu adaya özlenen huzur ve ticaret hayatı gelir.  Yani karşılıklı kalkınma süreci başlar.