Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, İsviçre’nin Crans-Montana kasabasında gerçekleştirilen Kıbrıs Konferansı’na ilişkin dün akşam yaptığı halkı bilgilendirme toplantısında söyledikleri Rum basınında geniş yer buldu. Fileleftheros gazetesi, “Kıbrıslı Türkler Karar Vermeli- Anastasiadis: Türkiye’nin mi Yoksa Kıbrıs Devletinin Bir Parsçı Olacaklarını Seçsinler” başlıkları altında Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Kıbrıs Türklere “Türkiye’nin mi, yoksa Kıbrıs devletinin mi bir parçası olacaklarına karar vermeleri” şeklinde çağrıda bulunduğunu yazdı. Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, Crans-Montana’da tüm olanların değerlendirmesini yaptığını yazan gazete Anastasiadis’in ayrıca Kıbrıs Türk tarafının, Türkiye ile muhafaza ettiği bağları devam ettirmede ısrarlı olduğunu kaydettiğini belirtti. Habere göre, Anastasiadis, konuşmasının başında, Crans-Montana’daki on günlük sürede, Türk tarafının taleplerine ayrıntılı bir şekilde değinirken, kendisinin ortaya koyduğu tezlerle ilgili ise, “ilk baştan ortaya konulan önkoşulun yerine getirilmediğine göre bunların artık masada bulunmadığını” savundu. Anastasiadis, Toprak konusuna ilişkin önerisinin, “Omorfo’nun (Güzelyurt) ötesinde, Maronit köyleri ve diğer bölgeleri” kapsadığını belirtti. Nikos Anastasiadis, dönüşümlü başkanlık konusunun zaten müzakere masasında olduğunu ancak bu önerilerin, bir dizi önkoşulun yerine getirilmesi şartıyla ortaya koyduğunu ifade etti. Anastasiadis, başarısız sonuçtan Kıbrıs Rum tarafının sorumlu olduğu söyleminden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Rum lider, Kıbrıs Rum tarafının, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in ortaya koyduğu parametreler içerisinde müzakere etmeye hazır olduğunu da söyledi. Başbakanların konferansta yer alması konusuna da değinen Anastasiadis, beşli konferansta bir sonuca ulaşılması halinde başbakanların İsviçre’ye geleceği yönünde bir duruş olduğunu ancak görüşmelerin başarısızlığa uğramasından dolayı başbakanların ziyaretlerinin gerçekleşmediğini ifade etti. Anastasiadis, İngiltere ve BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin konferans süresince ortaya koyduğu tavrına ilişin soruları yanıtsız bıraktı. Hükümetin ileriki günlerde yabancı ülkelerin liderlerini, BM Güvenlik Konseyi ve Avrupa Konseyi üyelerini bilgilendirme kampanyası başlatacağını ifade eden Anastasiadis, sürecin, Ulusal Konsey ve Yunan hükümetiyle işbirliği içinde belirleyeceklerini söyledi. Anastasiadis, konuşmasında ayrıca kusursuz işbirliği ve mutlak destekleri için Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, Dışişleri Bakanı Nikos Kocias ile yakın çalışma arkadaşlarına; farklı düşüncelere sahip olsalar bile sorumluluk içerisinde çabalarına destek veren Ulusal Konsey üyelerine; müzakerecisine, müzakere grubuna ve teknokratlara teşekkür etti.

GÜVENLİK VE GARANTİLER KONUSU
 Crans-Montana’daki görüşmelerin çökmesinde sorumlu olarak TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu gösteren Anastasiadis, Çavuşoğlu’nun yanıtlarını da analiz etti. BM Genel Sekreteri ile olan istişareler üzerinde de duran Anastasiadis, Türk tarafının, müdahale hakları ve garantilerin kaldırılmasına ilişkin belirlenen parametreler çerçevesinde esneklik göstereceği imasında bulunduğunu savundu. Anastasiadis, yemek sırasındaki uzun istişarede ve Türk tarafının BM Genel Sekreteri’nde yarattığı imajın aksine, TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, Genel Sekreterin bunları bildiği iddiasıyla Türk tarafının tezlerini ifşa etmeyi ret ettiğini ileri sürdü. Türk tarafının, özellikle Türk ve Yunan vatandaşlarına eşit muamele konusunda Türkiye’nin memnun edilmesi üzerinde durduğunu ileri süren Rum lider, Kıbrıs sorununun iç boyutuyla ilgili olan başlıklarda Kıbrıslı Türklerin önceden memnun edilmesi talebinde bulunduğunu ileri sürdü. Anastasiadis, BM Genel Sekreteri’nin, görüş birliğinin sağlanması mümkün olarak addedilen diğer başlıklarda olduğu gibi Güvenlik ve Garantiler başlığında da genel olarak kabul gören tezleri kaydedecek kısa bir açıklama yapılması önerisinde bulunduğunu iddia etti. Anastasiadis, kendisi ve Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocias’ın, “müdahale haklarının ve Garanti Anlaşması’nın sonlandırılması öngörülerinin çözümün ilk gününden geçerli olup olmayacağı şeklindeki sorulara, Çavuşoğlu’nun, Türk tarafının “15 yılda yeniden gözden geçirilmesi söylemiyle, müdahale hakkı gibi Güvenlik ve Garanti sisteminin korunması” şeklindeki tezinin değişmediğini ifşa ettiğini savundu. Politis gazetesine göre Anastasiadis, sorumluluk yükleme oyunun nasıl hareket edeceği ve BM Genel Sekreteri’nin neden bu konudan bahsetmediği şeklindeki bir soru üzerine, Guterres’in, BM parametreleri içerisinde bir çözüm çabasının açık kalması çabasında dikkatli bir tavır sergilediğini ve diplomatik dilde ne gerekirse söylediğini ifade etti. Anastasiadis, bir başka soru üzerine, (başarısızlık) sorumluluğunun kendilerinde olmadığını belirterek, esas sorumlunun, “AB üyesi bağımsız bir ülkede egemenliklerini yaymak isteyenler” olduğunu savundu. Nikos Anastasiadis, Kıbrıs sorununda politika değişikliğinin, BM parametreleri dışındaki çözümden ve B-C planından bahsedenlere yardımcı olabileceğini söyledi.

“ÜÇ ŞART” 
 Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, halka seslenişi sırasında, BM parametreleri içerisinde hareket etmesi gereken bir müzakereye dahil olmak için üç şart ortaya koydu. Habere göre, Anastasiadis, bunların birincisinin, “müdahale hakkı da dahil olmak üzere Garanti ve İttifak Anlaşması’nın çözümün uygulanmasının ilk gününde itibaren sona ermesi”; ikincisinin “sundukları bütünlüklü öneriyle, çözümün hayata geçirilmesinin takip edilmesi ve uygulanması için etkili bir mekanizmanın bulunması”; üçüncüsünün ise “işgal ordusunun tamamıyla çekilmesine ilişkin zaman takvimi konusunda mutabakat sağlanması” şeklinde olduğunu ifade etti.
 Amacın ve hedefin, üçüncü ülke bağımlılığından kurtularak, bağımsız ve egemen bir devlet oluşturmak olduğunu savunan Anastasiadis, tüm vatandaşlara yönelik gelecek için birlikte barış içinde yaşama perspektifi sağlayacak Avrupa Birliği müktesebatına tam uyumlu çağdaş bir devletten söz etti. Kıbrıs Türk ve Türk tarafının tezlerinden de bahseden Anastasiadis, TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun tezinin şu olduğunu iddia etti: “Garanti Anlaşması’nın geçerli olmaya devam etmesi ve ayrı olarak kurucu devletlere yayılması; İttifak Anlaşması’nın geçerli olmaya devam etmesi ancak üç üyeli genel merkezin kaldırılması; çözümün uygulanmaya başlamasıyla, Türk askerinin önemli derecede azaltılması; mutabık kalınan sayıya ulaşana kadar, Yunan askeriyle karşılık gelen sayıda azaltılması”

Anastasiadis ayrıca AB’yi kabul etmeyen Türkiye’nin, “İngiltere, Yunanistan, Türkiye, federal hükümetten bir Kıbrıslı Türk ve bir Kıbrıslı Rum, kurucu devletlerden birer temsilci ve başkanlık edecek BM’den bir temsilcinin oluşturacağı bir komitenin çözümün uygulanmasını incelemesi” önerisinde bulunduğunu savundu. Alithia gazetesine göre, gerek kendisinin, gerekse Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocias’ın Türk önerisini ret ettiğini söyleyen Anastasiadis, Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Franz Timmermans’ın, AB’nin, AB üyesi bir ülkede Güvenlik konusunda rol oynayabileceği ve katkı sağlayabileceği şeklinde söylemde bulunduğunu ifade etti. Guterres’in taraflara, yanıtlamaları gereken üç temel soru sorduğunu belirten Anastasiadis, bunların, “Garantör ve garanti anlaşmasının yerine hangi güvenlik sisteminin gelmesi ve temel değişikliğin ne olması gerektiği? Güvenlik konusunda iki toplumun endişelerinin nasıl giderileceği? Çözümün izlenmesi ile uygulanmasının nasıl garanti altına alınacağı?” şeklinde olduğunu söyledi. Anastasiadis, BM Genel Sekreteri Guterres’in 30 Haziran tarihinde Kıbrıs konferansına ilk katılımına ve devamla tüm taraflarla yaptığı istişarelerin ardından ilerleme kaydedilmesi ve/ veya altı başlıkta yakınlaşmalar sağlanması gereken parametrelerin belirlendiğinden söz etti.

“KIBRISLI TÜRKLERLE ÜÇÜNCÜLERİN MÜDAHALESİ OLMADAN YAŞAYABİLİRİZ”
 Alithia gazetesi, Anastasiadis’in açıklamalarını “Guterres’in Parametrelerinde Çözümü Müzakere Etmeye Hazırız-Anastasiadis’in Basın Toplantısı: Kıbrıs Rum Tarafında Sorumluluk Yükleyenlere Açık Mesaj-Anastasiadis Kıbrıslı Türklere Yönelik Olarak: Türkiye’yle İle Mi Yoksa Kıbrıs Devletiyle Mi Karar Verin” başlıklarıyla aktardı.
 Gazeteye göre, Anastasiadis, hedeflerinin, “Türkiye ile göbek bağı koparılıp, Türkiye ve herhangi bir üçüncü ülkenin bağımlılığından kurtulduktan sonra bağımsız bir devlet oluşturmak” olduğunu savundu.
 Anastasiadis, “işgal ordularının Kıbrıs’tan çekilmesi durumunda Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların birlikte yaşayabileceği” iddiasında bulundu.
1974’ten sonra Yunanistan’ın, Türkiye’nin aksine, iç meselelere müdahale etmediğini savunan Anastasiadis, sonuç olarak Kıbrıslı Türklerin, Türkiye ile olan göbek bağının kesilmesi gerektiğini iddia etti. Politis gazetesi Anastasiadis’in açıklamalarını “Başbakanlarla Müzakere-Evet Ama Sadece Guterres Çerçevesinde” şeklinde verdi. Gazete, Anastasiadis’in, dün akşamki açıklamaları çerçevesinde, Türkiye’nin, içeriğinde müdahale haklarının kaldırılması ve askerin çekilmesinin bulunduğu, müzakere masasına, Guterres’in ortaya koyduğu çerçeve temelinde dönmesi durumunda, Kıbrıs Rum tarafının, başbakanlar düzeyinde güvenlik için müzakereye geçmeye açık olduğu ihtimalini bıraktığını yazdı.
 Haravgi gazetesi ise Anastasiadis’in açıklamalarını “BM Sürecinde Israrlı” şeklinde verdi.

Ayrıntılar VATAN'da

Editör: Mehmet Kasimoglu