Halkın Partisi (HP) Lefkoşa Milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu, KKTC’nin esas sıkıntılarını Türkiye’ye anlatmak için sürekli iletişimin şart olduğunu kaydetti.
Partiden verilen bilgiye göre, Manavoğlu, katıldığı televizyon programında Türkiye ziyareti ve gündemin başlıklarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
“KKTC’nin daha iyi anlaşılması için Türkiye ile sürekli iletişim içinde olmamız gerek. Bunun zaruri olduğunu gördüm” diyen Manavoğlu şöyle devam etti:
“TBMM’de 600 milletvekili var. Birçoğu buraya hiç gelmemiş ve KKTC hakkında kulaktan dolma bilgileri var. Aralarında bürokrat olup KKTC hakkında çalışmalar yapmış olanlar var. Ama hepsinin bilgisi güncelleme istiyor. Temas içinde olmamızın hepimize faydası olacaktır.”
KKTC’nin esas sıkıntılarının Türkiye’de pek bilinmediğini söyleyen HP Milletvekili, ülkenin Türkiye manşetlerinden ve sosyal medyadan takip edildiğini belirtti. 
Manavoğlu, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın son dönemdeki açıklamalarının, Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin buna verdiği cevapların halkın kafasını karıştırdığını ve insanlarda ön yargı oluşturduğunu söyledi.
Manavoğlu, Türkiye’de iki farklı komite başkanıyla verimli bir görüşme yaptıklarını da belirtti.

“İHTİYAÇ VE SIKINTILARIMIZI ANLATTIK”
Gülşah Sanver Manavoğlu, şunları da kaydetti:
“İhtiyaç ve sıkıntılarımız, uçuşlardaki fiyat problemini, kaynak aktarımındaki problemleri ve sonuçlarını paylaştık. KKTC’deki tatillerin Türkiye’de yurtdışı kategorisinde olmasının getirdiği olumsuzları anlattık. Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurulu’nun KKTC tatil giderlerini yurtdışı statüsünde olması nedeniyle taksitlendirmeme kararını konuştuk. Bazı girişimler yapılmasını istedik. İthalatta yaşadığımız lojistik maliyetlerinin indirildiği takdirde, Mersin KKTC arasındaki lojistiğin teşviklendirilmesi sonucunda ekonomik canlanmanın mümkün olacağını anlattık. Türkiye Cumhuriyeti’nin yapacağı bazı açılımlarla; ürettiklerimizi Türkiye’ye ve Türkiye üzerinden başka ülkelere satabildiğimiz, ithalat masraflarını azalttığımız takdirde kendi kendimize yetebileceğimizi ve kaynak ihtiyacımızın azalacağını söyledik.”

“ASGARİ ÜCRET RAKAMLARIYLA GEÇİNMENİN ZOR OLDUĞU NETTİR”
Gülşah Sanver Manavoğlu, asgari ücret konusuna da değinerek “Asgari ücret rakamlarıyla geçinmenin zor olduğu nettir” dedi. 
Çalışanlarının sosyal haklarını doğru şekilde vermeyen işverenin denetlenip cezalandırılması gerektiğini dile getiren Manavoğlu, şunları ekledi:
“Bu denetlemeleri yaparken de asgari ücretin doğru verilip verilmediği de incelenmeli. Ciddi bir yabancı çalışan nüfusu var. Asgari ücreti yükselttiğinizde en basit işi yapan yabancı çalışanın da maaşı yükselmiş oluyor, o da işveren için çok maliyet anlamına geliyor. İşverenler de çalışan sayısını azaltarak önlem alabiliyor. Çünkü en büyük gider maaşlardır. Çalışma Bakanı Müsteşarı çeşitli girişimler yapıyor. Son düzenlemeyle SSK yatırımlarıyla ilgili teşvik verilerek küçük işletmeler rahatlatılacak. Ancak uygulama 10 kişi üzerinde çalışanı olan işyerlerini kapsamıyor. Dolayısıyla böyle şirketler küçülmeye gidebilir. Gelirleri eskiye göre zaten düşmüş olan şirketlerin giderlerini artırdığınız zaman ya masraf kısacak ya şirket kapanacak. Ekonomisi güçlü olan ülkelerde asgari ücret yükselir. Bu bir göstergedir. Madem asgari ücret yükselecek o zaman yerli istihdamı destekleme fonundaki parayla işveren bacağındaki problemler çözülmeli.”

“ÜLKEDE ÜRETİM VE YATIRIMIN DEVAMI İÇİN FAİZLERİN DÜŞÜK OLMASI GEREKİR”
 “Ülkedeki ekonomik ortam istemediğimiz noktaya geldiğinde devletin de gelirleri azalır. Bütçe öngörülen ve planlanandan sapar ve tüm ülke bütçesi kötü etkilenir” diyen Manavoğlu, bu dengeleri doğru şekilde kurabilmek için etraflı düşünmenin şart olduğunu söyledi.
Ekonominin dengesini sağlayabilmenin en iyi yolunun ihracatın güçlenmesi olduğunu dile getiren Manavoğlu, “Ülkede üretim ve yatırımın devamı için faizlerin düşük olması gerekir. Kredi alıp yapacak olanın da kazanabilmesi için bu şarttır. Doğru hesaplar yaparak ilerlemeliyiz” ifadesini kullandı.
Brexit’in yeni fırsatlar için kapı araladığını söyleyen Gülşah Sanver Manavoğlu, İngiltere’yle direkt uçuşlar için sürekli bir diplomasi mekiği yapılması gerektiğini söyledi.

ÖRTÜLÜ ÖDENEK
Rum tarafının lobicilik faaliyetine işaret eden, bunun karşısında daha etkin ve hatta belki de agresif  lobi faaliyeti yürütülmesi gerektiğini söyleyen Manavoğlu, “Cumhurbaşkanının örtülü ödeneği de bu tür faaliyetlere kullanmak içindir” dedi.
Manavoğlu, Denktaş ve Talat dışında kimsenin bu ödeneği lobicilik için kullanmadığını savundu.
“Örtülü ödeneğin Sayıştay tarafından denetlenmesi hukuk devletine yakışır bir davranıştır. Örtülü ödenek ülkenin çıkarlarına kullanılmalıdır, kişilerin değil” diyen Manavoğlu, şunları da söyledi:
“Brexit konusunda Cumhurbaşkanı bu ödenekten ne harcadı, ne yaptı merak ediyorum. Toplum liderinin dünya nezdinde tanınırlığı olduğu için adım atması, girişimde bulunması da daha mümkündür. Bu şansını Sayın Cumhurbaşkanı nerelerde kullandı öğrenmek istiyorum. Bundan sonra o göreve gelecek kişi kim olursa olsun, bulunduğu mevkiyi daha fazla ülke çıkarları için kullanmalıdır. O makamda oturan kişinin performansı doğru noktada değildir. Tüm bu dediklerimi yapabilecek tek kişi de Kudret Özersay’dır.”

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ
Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda da konuşan Manavoğlu, bu seçimin öncekilerden çok daha kritik olduğunu belirtti.
“Etrafımızda yaşananları daha iyi değerlendirecek bir cumhurbaşkanına ihtiyacımız var” diyen HP Lefkoşa Milletvekili, KKTC’nin Türkiye ve diğer ülkeler nezdinde stratejik öneminin arttığını hatırlattı.
Manavoğlu, şunları da ekledi:
“Bu doğrultuda Kıbrıs Rum kesiminin, dünyadaki diğer ülkelerin tutumunu gördükten sonra daha sağlam ve dirayetli bir tutum izlenilmesi gerekir. Cumhurbaşkanımız ‘treni rayına oturttuk’ demişti ama kullanan ve gidilen ray aynı olursa aynı yerde döner dururuz. Treni kullanacak kişiyi halk en doğru şekilde seçecektir.”
TAK

Editör: Mehmet Kasimoglu