Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin adadaki Barış Gücü’nün faaliyetlerine ilişkin son dönemsel raporuna (S/2020/23) ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2506 sayılı son kararına ilişkin olarak BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e bir mektup gönderdi.
Bakan Özersay mektubunda, sözkonusu rapor ve kararda iki taraf arasında işbirliği yapılması çağrısının detaylandırılarak genişletilmesinden ve bu işbirliklerinin hayata geçirilmesinde tanınma/tanınmama gibi siyasi pozisyonların engel teşkil etmemesi gerektiğinin bir kez daha kayda geçirilmiş olmasından duyduğu memnuniyeti ileterek,  Kıbrıs Türk tarafının bu çağrıların hayata geçirilmesinde gereken adımları atmaya hazır olduğunun altını çizdi.

“GERGİNLİĞİN AZALTILMASI İÇİN ADIM ATIN ÇAĞRISI İŞBİRLİĞİ YAPIN DEMEKTİR”
Özersay mektubunda, ada etrafında bulunan hidrokarbon kaynaklarına ilişkin hem raporda hem de BM Güvenlik Konseyi’nin kararında yer alan gerginliğin azaltılması için adım atılması çağrılarının asıl anlamının esasen tarafların işbirliği yapması olduğunu, bu bağlamda Kıbrıs Türk tarafının bu çağrılarla tam uyumlu ve halen masada olan Temmuz 2019 önerisinin geçerliliğini sürdürdüğünü söyledi. Bakan Özersay, ayrıca, adanın iki ortak sahibi olarak Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumların ada etrafındaki hidrokarbon kaynaklarının da ortak sahibi olduklarının hem uluslararası toplum, hem de Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) tarafından aleni olarak kabul edildiğini dile getirerek “bu gerçek göz önünde bulundurulduğunda, iki tarafın da hidrokarbon kaynaklarına ilişkin tüm karar alma süreçlerinde ortak olarak müdahil olması gerekmektedir. Uluslararası toplum bu konunun çözümünde samimiyse, bir an önce Kıbrıs Rum tarafını diplomasi ve işbirliğine teşvik etmelidir” ifadelerini kullandı.
Mektubunda diğer tespitler yanında Bakan Özersay, BM Barış Gücü’nün ülkemizde faaliyet gösterebilmek için ve adadaki misyonuna ilişkin Kıbrıs Türk tarafının rızasını alma zorunluluğu bulunduğunu ifade ederek, Barış Gücü’nün KKTC’nde Kıbrıs Türk tarafının iyi niyetiyle faaliyetlerde bulunabildiğinin altını çizdi. Özersay, bilindiği üzere BM barışı koruma operasyonlarının olmazsa olmaz ilkelerinden olan ve BM Güvenlik Konseyi kararıyla da bu ilkelere uyulması emredildiği şekilde barışı koruma operasyonlarının misyonlarını sürdürebilmeleri için ihtilafın ilgili taraflarının rızasını ayrı ayrı almalarının şart olduğuna, bunun aksi durumunda ilgili misyonun BM ilkeleriyle çelişkiye düşerek tarafsızlığını da sorgulanır hale getirdiğine vurgu yaptı.
 

Editör: Mehmet Kasimoglu