Herşey belirleniyor!

Kıbrıs müzakerelerinin başlangıç noktasına geldiğimiz bu günlerde . Yavaş yavaş müzakerelerle ve çözümle ilgili her şeyde , bir billurlaşma olduğu

gözlenmektedir .

Nedir bu billurlaşan şeyler ?

Annan Planında olduğu gibi yeniden , manipüle edilen gerçekler veya manipüle edilmeye çalışılan, gerçekler .

Yani, halkı aldatma politikaları .

İki tarafın da kabul ettiği veya kabul ettirildiği metinden sonra , KKTC  ‘ de bazı kişi ve kesimler, her zaman olduğu gibi bu işin nerede ise imzaya kaldığı

yollu haberleri, yaymaya başladılar bile .

Herkes, konuşuyor .

Herkes, konuşturuluyor .

Görüşler , fikirler , açıklamalar alınıyor .

Hemen çözüm .

Derhal çözüm diyenlerin, dayandıkları temel veya maya , maalesef halka ciddi bir şekilde, güven vermemektedir .

Geçen günlerde , eski Sağlık Bakanı , Sn. Vaiz’i bir TV ekranında izledim .

Çözüme her iki tarafın da , sosyal , kültürel , ekonomik olarak hazır olmadıklarını dile getirdi .

Sn .Talat , Baf’ta konferans vermeye gitti , bunu ELAM ‘ cılar hazmedemedi.

Ortak metindeki , soyutluk giderilemeden , ki konular ele alındıkça belirlenecek .

Bazılarımız ise her şey tamam felsefesi ile hem halkı kuşkuya , hem de umuda, sevk etmektedirler .

Yazımın başlığı “ Her şey Belirleniyor ” derken , ortak metinden kasıt. Tarafların görüşlerinin belirlenmesinden, dem vurdum .

İki halkı da , en çok ilgilendiren konulardan biri :

Egemenlik .

Diğeri ise :

Mülkiyet .

Ortak metinde , egemenliğin , iki halktan eşit olarak doğacağı yazmakta, fakat somut bir şey ortada yok .

Nereye çekersen çek .

Oraya gider türden .

Kim güçlü ise , gücünün doğrultusunda egemenlik o yana gider .

Hani spor müsabakalarındaki , ip çekme yarışmasındaki gibi .

Bir de mülkiyet .

İki halkı , belki de egemenlikten daha fazla , mülkiyet ilgilendirmektedir .

Görüşmelerin odaklanacağı noktalar, bunlar olacaktır .

Mülkiyetle ilgili olarak da , karşı tarafın yetkililerinden, yavaş yavaş sesler yükselmeye başlamıştır .

Geçtiğimiz günlerde , Sözde, Güzelyurt’un, Rum Belediye Başkanı. Yunan Cumhurbaşkanıyla , Kıbrıs’la ilgili görüşme yapmış .

Görüşmede , Güzelyurt’un coğrafyası ele alındı .

Yunan Cumhurbaşkanı :

“ Hepimizin, bir şey olmasını umuyor olmamıza rağmen , bu yolun açıldığını göremiyorum . Ancak Ankara’nın öze ilişkin taleplerini , kabul eden biz olamayız . Bu ekonomik krizi çözüm dayatmak için istismar edemezler . Kıbrıs Halkı kahraman bir halk olduğunu gösterdi . “

Hade bakalım .

“  Al da bozdur .”

Sözde , Güzelyurt Belediye Başkanı  , Hristos Pittas ise ;

Kıbrıs Türk tarafının “Uzlaşmaz ve tahrikkar olduğunu “ söyledi .

Türk tarafı , daha ne kadar taviz vererek , onlara göre uzlaşmacı olsun ?

Diğer taraftan , DİSİ Başkanı Neofitu’nun , Sözde Girne Rum Belediye Başkanını kabul ettiği bir görüşmede söyledikleri :

“ Girne’ye dönüş silinmiş bir mesele değildir . Milli önceliktir  ve erişilebilir milli hedeftir . Bu Kıbrıs’ın tamamındaki yerlerimize onur ve saygıyla yeniden kök salabilmek için elde etmek zorunda olduğumuz bir hedeftir . “ dedi .

Sözde Belediye Başkanı, da :

“ Samimiyetle ve vatanımızı yeniden birleştirme milli hedefimizi ancak bir uzlaşı ile başarabileceğimizi dikkate alarak , önceliklerimizi hiyerarşik

sıraya koyma zamanı gelmiştir .”

“Evet”  naylon Belediye Başkanı ” milli hedeflerini, ancak bir uzlaşı ile başarabileceklerinden “dem vuruyor .

Değerli okurlarım .

Bahsedilen “ Milli Hedef “ sizce ne olabilir ?

Bunu, eski günleri yaşayanlar, çok çabuk yanıtlayabilir .

Fakat, genç kuşak, bunu yanıtlamada zorluk çekebilir .

Ben, bunun burada, cevabını açık seçik yazacağım .

Birileri çıkıp  “ hamaset yaptığımı “söyleyecekler .

Hiç de hamaset, yapmıyorum .

Bu “ Milli Hedef “ sadece , bu naylon Belediye Başkanının kafasındaki değildir .

Bu “ Milli Hedef “ tüm güneydekilerin kafasındaki milli hedeftir .

O da :

ENOSİSTİR .

Hep deniliyor  “ Ortak Metinde “ birleşme ve ayrılmaya yasak getiriliyor .

Kural getiriliyor .

1960 Ortaklık Cumhuriyetinde de, böyle kurallar vardı .

Garantör ülkelerin icazeti olmadan, Kıbrıs Cumhuriyeti hiçbir pak’a giremez diye .

Makarios , Kıbrıs Cumhuriyeti adına , Bağlantısızlar Teşkilatına adayı sokmamış mıydı ?

Kim, ne dedi  ?

Ne , yapıldı .

Bir kocaman, hiç .

Yine, ayni teraneyi karşımıza çıkarıyorlar .

Birleşme ve ayrılma olamaz diye .

Ya, olur ise .

Bunun için, ciddi bir engel var mı ?

Kağıt üzerine yazarsınız .

Uyulmazsa , buna engel olacak mekanizma ne olmalıdır ?

Tutturulmuş “ Barış Barış “ diye .

Sanki adada, savaş varmış gibi .

Barış, var .

Buna eklenecek bir anlaşmaya, gerek var .

Bu anlaşmanın, iyi bir anlaşma olması, gerekir .

Çünkü , bu anlaşma ile , bu adada ya var olacağız .

Ya da , yok olacağız .

Ya da , Girne’nin naylon Belediye Başkanının dediği gibi “ Milli Hedeflerinin” hedefi haline geleceğiz