Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de, 9 yaşındaki kız çocuğunun, aralarında bir rahibin de bulunduğu 4 kişi tarafından tecavüz edildikten sonra öldürüldüğü ileri sürüldü. Hindustan Times'ın haberine göre, bir rahip ve krematoryumda çalışan 3 kişi, tecavüz ettikten sonra öldürdükleri kızın cesedini, ailesinin onayını almadan ve polise haber vermeden krematoryumda yaktı. Ailenin şikayeti ve köylülerin olayı protesto etmesinin ardından, söz konusu 4 şüpheli, polis tarafından gözaltına alındı. Polis, ailenin, cesedin aceleyle yakılmasını göz önüne alarak, kızlarının cinsel istismara maruz kaldıktan sonra öldürüldüğünden şüphelendiği bilgisini paylaştı. Zanlıların, anneye, kızlarının elektrik çarpması sonucu hayatını kaybettiği bilgisini verdiği ve aileyi, polise haber vermeleri durumunda, cesedin otopsiye gönderileceğini ve organlarının doktorlar tarafından çalınacağını söyleyerek korkuttuğu iddia edildi. Yetkililer, yaklaşık 200 köylünün, krematoryumun önünde toplanarak, faillerin tecavüz ve cinayet suçlamasıyla yargılanmalarını talep edip protesto düzenlediğini aktardı. HİNDİSTAN BENZER OLAYLARLA SIK SIK GÜNDEME GELİYOR Tecavüz hadiseleriyle sık sık gündeme gelen Hindistan'da, söz konusu olaylara yönelik kitlesel eylemler düzenleniyor. Hindistan'ın Haydarabad kentinde, 27 Kasım 2019'da, 27 yaşında bir veterinerin 4 kişinin tecavüzüne uğradıktan sonra öldürülmesi ve cesedinin yakılması sonrası ülkenin çeşitli bölgelerinde büyük çaplı protesto gösterileri düzenlenmişti. İktidardaki Hindistan Halk Partisinden (BJP) eski milletvekili Kuldeep Singh Sengar, 17 yaşındaki bir kıza tecavüz etmek suçundan yargılandığı davada, 20 Aralık 2019'da ömür boyu hapse mahkum edilmişti. ABD'nin Yeni Delhi Büyükelçiliğinde, 6 Şubat 2020'de, elçilikte çalışan ve yaşayan temizlik görevlisinin 5 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz edilmesi de tepkilere yol açmıştı. Yine 2020'nin ağustos ayında Uttar Pradeş eyaletinde, 13 yaşındaki kız çocuğunun tecavüz edildikten sonra "vahşice" öldürülmesine sosyal medyada yoğun tepki gösterilmişti. Kız çocuğunun, "dokunulmazlar" olarak nitelendirilen, ülkedeki en alt sınıfı temsil eden "Dalit"lere mensup olduğu ifade edilmişti.