Kıbrıs Türk toplumuna yönelik Avrupa Birliği Yardım Programı kapsamında finanse edilen ve İnsan Hakları Platformu tarafından yürütülen İnsan Hakları Platformu Projesi, “Örgütlenme ve Barışçıl Toplanma Hakkı İzleme Raporu” yayımlandı.
İnsan Hakları Platformu’ndan yapılan açıklamada, “2024 yılını kapsayan raporda, demokratik hakların sistematik olarak sınırlandığı, hak temelli sivil toplum örgütlerinin ise giderek marjinalleştirildiği” kaydedildi.
Kamuya açık verilere göre, Kuzey Kıbrıs’ta kayıtlı 1369 dernek bulunduğu, bunların ağırlıklı olarak dayanışma/yardımlaşma, spor kulüpleri ve mesleki birlik alanlarında faaliyet gösterdiği ifade edilen raporda, “Hak temelli çalışan dernek sayısı ise yalnızca 18. Yasal çerçeve örgütlenme özgürlüğünü tanısa dahi, hak odaklı örgütler fiili baskı, dışlanma ve kaynaklara erişim engelleri ile karşı karşıya. Bu tablo, çoğulcu sivil alanın ciddi biçimde zayıfladığını gösteriyor.” denildi.
“Raporda, kamu kurumlarının 2024 yılı boyunca yürüttüğü temasların büyük ölçüde muharip dernekler, spor kulüpleri ve ekonomik birliklerle sınırlı kaldığı, insan hakları, çevre ve toplumsal cinsiyet eşitliği alanında çalışan örgütlerle ise hiçbir kurumsal temas kurulmadığı” belirtilerek, bu durumun, sivil topluma katılımın eşit değil, sembolik ve seçici biçimde şekillendiğini gösterdiği ifade edildi.
“Sivil toplum örgütlerine 2024 yılında aktarılan yaklaşık 210 milyon TL kamu kaynağının büyük bölümünün spor ve yardım derneklerine yönlendirildiği, insan hakları ve demokrasi alanlarında faaliyet gösteren örgütlere herhangi bir fon aktarımı yapılmadığı” kaydedilen raporda, “Fonların hangi ölçütlerle dağıtıldığına dair kamusal olarak erişilebilir bir bilgi bulunmaması, şeffaflık ve hesap verebilirlik açısından ciddi bir boşluğa işaret ediyor.” denildi.
“Raporda, sendikaların, vicdani retçilerin, çevre aktivistlerinin ve hak savunucularının eylem ve protestolarının artan polis müdahaleleri, grev yasakları ve yargı süreçleri ile karşılaştığı” belirtilerek, bu yaklaşımın, toplumsal katılımın en temel aracı olan barışçıl toplanma hakkını fiilen kullanılamaz hale getirdiği savunuldu.
-İnsan Hakları Platformu’ndan açıklama
İnsan Hakları Platformu’ndan raporla ilgili yapılan açıklamada, “demokratik alanın yeniden inşası için elverişli ortamın geliştirilmesi, kamu-STÖ ilişkilerinin şeffaf, kapsayıcı ve eşitlik temelli mekanizmalarla yeniden yapılandırılması, fonlama süreçlerinin, açık çağrılarla ve tematik çeşitliliği esas alan kriterlerle yürütülmesi ve hak odaklı sivil topluma yönelik baskıların kaldırılması gerektiği” kaydedildi.
Açıklamada, sivil alanın güçlendirilmesinin, demokratik geleceğin teminatı olduğu belirtildi.