AB İnsan Ticareti ile Mücadele Günü kapsamında “İnsan Ticareti ile Mücadelede Birlikte Çalışalım” başlıklı panel gerçekleştiriliyor. Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nda saat 09.00’da başlayan panelde, insan ticareti ile mücadelede tüm ilgili paydaşların işbirliği içerisinde çalışmasının önemine vurgu yapıldı. AB İnsan Ticaretiyle Mücadele Günü etkinliğinin bu yılki hedefi, bu alanda çalışan yerel aktörleri bir araya getirmek, aralarında güç birliği oluşturmak ve elde ettikleri deneyimleri paylaşmak. Amaç ise, insan ticaretiyle mücadelede yerelde karşılaşılan engelleri ve kısıtlamaları belirlemek ve çözüme yönelik bir yol haritası oluşturmak. Panel, Avrupa Komnisyonu Yapısal Reform Destek Servisi Kıbrıs Çözüm Destekleme Bölüm Başkanı Kjartan Björnson ile İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars’ın açılış konuşmalarıyla başladı. Ardından , Avrupa Komisyonu’nun Kıbrıs Türk toplumuna yönelik Mali Yardımı kapsamında geçen yıl açtığı “İnsan Ticaretine Karşı Birlikte Mücadele” proje çağrısı kapsamında hibe desteği almaya hak kazanan projelerin sunumları yapıldı. İnsan ticaretini önlemek ve farkındalığı artırmak, mağdurların haklarına erişimlerini iyileştirmek ve insan ticaretinin her türü ile ilgili bilgiyi artırıp, etkin ve eş güdümlü müdahaleyi geliştirmenin hedeflendiği ve sunumları yapılan projeler şunlar: Mülteci Hakları Derneği'nin “İnsan Ticaretine Karşı Koordineli Tedbirler ve Mekanizmalar (COMMIT)”; Kıbrıs Türk Barolar Birliği'nin “İnsan Ticaretine Karşı Yasal Değişiklikler ve Adli Destek” , Kuir Kıbrıs Derneği'nin “ Sömürüden Özgür LGBTI+’lar (Hayat)” ve Kadından Yaşama Destek Derneği'nin “Görmezden Gelme” projeleri. BJORNSON: “İNSAN TİCARETİ CİDDİ BİR SUÇ VE İNSAN HAKKI İHLALİ” Avrupa Komnisyonu Yapısal Reform Destek Servisi Kıbrıs Çözüm Destekleme Bölüm Başkanı Kjartan Björnson, bugün AB İnsan Ticareti ile Mücadele Günü’nün 12.’sinin yaşandığını kaydetti; insan ticaretinin ciddi bir suç ve insan hakkı ihlali olduğunu ve AB Temel Haklar Yasası uyarınca yasak olduğunu ifade etti. İnsan ticaretine maruz kalanların çoğunlukla kadınlar ve kız çocukları olduğunu belirten Björnson, AB’nin, mücadele konusunda izlenecek yasal yolla ilgili kararlı ve kapsamlı bir AB İnsan Ticaretiyle Mücadele Direktifi bulunduğunu söyledi. Björnson, insan hakları temeline oturtulmuş, kurban merkezli, cinsiyet gözetici ve çocuklara karşı hassas olan bu mücadele çerçevesinin 3 önceliği bulunduğunu kaydetti ve bunları; suçu cezasız bırakmama, kurbanların haklarına ulaşımlarını kolaylaştırma ve AB içinde ve dışında koordineli şekilde çalışma olarak sıraladı. “İLERLEME KAYDEDİLDİ ANCAK YETERLİ DEĞİL” AB’nin 2018 yılı ilerleme raporunda, sınırların ötesinde sivil toplumla birlikte gerçekleştirilen işbirliği neticesinde insan ticaretiyle mücadele konusunda kaydedilen ilerlemenin yer aldığını dile getiren Björnson, ancak bunun yeterli olmadığını söyledi. “SINIRLARI AŞAN BİR GÜVENLİK SORUNU” Bjornson, insan ticaretinin sınırları aşan bir güvenlik sorunu olduğunu da vurguladı ve kaynak, tranzit ve hedef ülkeler tarafından hep birlikte ciddi şekilde ele alınması gerektiğini söyledi. AB’nin konuyla ilgili çalışmalarından da bahseden Björnson, insan ticaretinin önlenmesi ve adli takibinin siyasi ajandalarının üst sıralarında yer alması gerektiğini kaydetti. “KUZEY KIBRIS’TA ORTAK MÜCADELE GEREKLİ” Mali Yardım Programı kapsamında, Kıbrıs Türk toplumunda insan ticaretiyle savaşa destek verecek 4 örgütü desteklediklerini anlatan Björnson, mücadele hususunda siyasetcilerin, yasal organların, iş çevrelerinin, muhaceret, sağlık ve polis örgütünün ortak çabasına gereksinim duyulduğunu da vurguladı. “HALA YASAL DÜZENLEME YOK” ABD’nin son İnsan Ticareti Raporunda Kuzey Kıbrıs’ın konuyla ilgili hala yasal düzenlemesi olmadığına dikkat çektiğini de söyleyen Björnson, şimdilerde insan ticaretini suç sayacak yasal düzenleme yapma konusunda gerçek bir istek olduğunu görmekten memnuniyet duyduklarını da dile getirdi. Björnson, yasal hazırlık için AB’nin gereken teknik ve mali desteği vermeye hazır olduğunu da ifade etti. BAYBARS: “İNSANLIK AYIBI VE SUÇ; ULUSLARARASI MÜCADELE GEREKTİRİR” İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars da, insan ticaretinin tüm dünyada artmakta olan bir insanlık ayıbı ve suç olduğunu; başladığı ülke, geçiş ülkesi ve vardığı ülkede uluslararası mücadele gerektirdiğini dile getirdi. Baybars, bunları geçen yıl da konuştuklarını anımsatarak, aradan geçen 1 yıllık süre zarfında ilgili yasayı henüz geçiremediklerini söyledi. Baybars, Nisan 2018 tarihinde sınırı aşan suçlarla ve suç örgütleriyle mücadelede BM sözleşmesi ve insan ticaretiyle mücadelede kadın ve çocuklara yönelik insan ticaretinin önlenmesi konusundaki sözleşmeyi meclisten geçirdiklerini ancak hükümet değişikliği ve “siyasi iktidarsızlığın” yasanın hazırlanmasına ve hayat bulmasına engel olduğunu söyledi. “ÇALIŞMAYA BAŞLADIK” Baybars, “İnsan ticareti ile mücadele yasasının hazırlanması konusunda Avrupa Komisyonu ve Avrupa Birliği Koordinasyon merkezinin bize sağlayacağı uzman desteği ile çalışmaya başladık ve özellikle bu proje kapsamında barolar birliğinin yapacağı çalışmalar, insan hakları vakfının yapacağı çalışmalar, son derece önemlidir. Bunların birleştirilmesi ile aslında bu yıl bitmeden insan ticareti ile mücadele yasasını meclise sevketmeyi başarabilmek bizim önceliklerimiz arasındadır” diye konuştu. İnsan ticareti konusunun bir yasaya kavuşturulmasının önemine de işaret eden Baybars, insan ticareti konusunda karşılaşılan bireysel sıkıntıları giderme noktasında uluslararası hukuka uygun davranılmaya gayret edildiğini söyledi. Hem toplumsal farkındalığı artırmak hem de kamu kurumlarında ve bununla mücadele edecek özellikle polis otoritelerinde farkındalığını artırmak için hizmet içi eğitimin önemine işaret eden Baybars, bu hibe projesi kapsamında da yapılmış olan temel meselelerin ve seçilen konu başlıklarının kendileri için önemli olduğunu söyledi. Baybars, “Almış olduğumuz destekle insan ticareti ile mücadelenin bu bacağını tamamlamak arzusundayız ki, bir sonraki adımı konuşabilelim çünkü insan ticaret mağdurlarını koruyucu bazı hakları verebilmek, insan ticaretini başladığı noktada engelleyebilmek, uluslararası zincirin bir parçası olmamak için daha kat edecek yolumuz var. Ama çalışmaya devam ettiğimizi söylemek istiyorum. “ dedi.