KADINA GEREKEN DEĞERİ VERİYOR MUYUZ?

Yarın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’dür.  Dünyada kadının bir değer olduğunu, o değer bağlamında ona gereken önemin verilmesi gerektiğini hatırlatan bir gün...
           
Çağdaş dünyanın gelişmişliğinde “Kadın” gerçeği, insanlığın var olduğu günden günümüze kadar gelmiş bir Allah armağanıdır esasında.
           
İnsanoğlu’nun var oluş biçimini Adem’le Havva’da vermiştir din ve çeşitli bilim adamları.  Esasında dünyanın oluşumu tam bir muammadır.  Kaldı ki kadın erkek yapısı içinde cinsellikle nüfusun artışı, gerçekten çok derin düşünce kaldıran bir iştir.
           
Sadece kainatın oluşumunu, toz zerresinden de küçük tohumların havada uçuşup döllenmesini, gözle görülemeyecek kadar minicik canlıların çoğalmasını, hep bir sistem içinde algılamışız.  Yani bunun bir diğer anlamı, bütün dünyayı ve kainatı idare eden, yaratan ve devamlılığını sağlayan çok büyük bir güç vardır, demektir. Burada bilimsel yorumlar yapacak değilim.  Sadece kainatın içinde var olan “kadının” çok önemli ve paha biçilemez bir değer olduğunu söylemek isterim.
           
Şayet Allah kadını yaratmışsa, elbette bir sebebi vardır.  Dünya ne kadınsız, ne de erkeksiz var olmuştur.  İki farklı cinsten olan en akıllı canlı olarak bilinen insanın en değerli hazinesi gerçekten kadındır.
           
Her yıl 8 Mart “Dünya Kadınlar Günü”nde etkinlikler düzenlenir ve bütün insanlığa kadının bir değer olduğu hatırlatılır.  Neler neler söylenmez ki o etkinliklerde. 
           
Her insanın hayatında mutlaka kadın veya kadınlar vardır.  Herhalde insanoğlunun ilk kadını annesidir.  Sonra kızkardeşleri ve eşleri gelir. İşte o bağlamda kadın, annedir, kadın yuvayı yapan kuştur, kadın denge insanıdır, kadın doktordur, kadın işçidir, kadın mimar mühendistir, kadın siyasetçidir, kadın yöneticidir ve kadın her şeydir, diye tanımlamak istedim kadınları.
           
Dünyanın dengeleri de kadının varlığı üzerine kurulmuştur.  O dengeler manzumesinde hayatın bütün noktalarında kadın, kendi varlığı ile herkese hatırlatılır.
           
“Ey insanoğlu!  Unutmayın ben bir kadınım ve sizin hayatınızın en önemli noktasındayım” dercesine bir duruşu olur kadının.
           
Geri kalmış ülkelerde kadın bir mal gibi muamele görür.  Özellikle ilkel hayatın içindeki topluluklar, bir köle gibi kullanırlar kadınlarını.  Gece hiç itiraz etmeksizin eşine kadınlık yapmakla yükümlüdür.  Kadın doğurgandır ve doğum kontrolundan habersiz durmaksızın çocuk doğurmaktadır.  O doğan çocuklardan kabileler oluşur.  Ama kadın hem çocuk emzirir, hem tarlada ve ormanda çalışır, hem yemek pişirir, sırası gelince de savaşır.
           
Balta girmemiş ormanlardaki hayat daha bir acımasızdır.  İşte hayatın tezatlarını ortaya koyduğumuzda pek çok düşünce çıkar ortaya.
           
Bilgisayar ortamında ve teknolojinin gelişmişliğinde zaman zaman podyumlarda modern kadınların şahane kostüm ve güzel vücut hatları ile boy gösterdiklerini görürüz.  İşte o tezatlardan biri de budur. Çağdaş kadınla, çağ dışı kalmış kadının farkı.
           
Çok gelişmiş ülkelerde kadınla erkeğin eşitliği tam olarak yerine oturmuştur desek de, yine de erkek daha bir baskın ve daha bir egemendir hayatın içinde.
           
Yarı gelişmiş ülkelerde de kadının ezilmişliğini görürüz.  Bu türdeki ülkelerde erkek her zaman baskındır.  Ama onlar da teknolojinin avantajlarından yararlanmaktadırlar.  Evlerinde televizyonları, odalarında pırıl pırıl yanan elektrikleri ve okula giden çocukları vardır.  Vardır da, kadına uygulanan şiddet de affedilir gibi değildir.
           
Bir de şu geliyor aklıma...  Bütün dünya siyasetinde kadın neden istenen düzende meclise girememektedir?
           
Bu durum bütün ülkelerde var olan bir durumdur.  Kadın meclise giremez, çünkü erkekler kadının ön plana çıkmasını istemez.  Veya toplumda gerçekten müthiş temayüz etmiş, kendini kanıtlamış, akademik yönü tamam nice kadınlar ancak meclise girebilme şansını yakalayabilmişlerdir ki, onların da siyasi hayatları uzun sürmemiştir.
           
KKTC’de de kadın siyasetçilere istenen düzeyde yer verilmemiştir.  Bir bakınız bakalım gelmiş geçmiş seçimlerde kaç tane kadın girebilmiştir meclise.
           
Kadın üzerine yazabileceğimiz pek çok şey vardır.  Belki sabahlara kadar kadınlar üzerine konuşma yapabiliriz.  Ama sayfalarımız buna yetmez.
           
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, bütün kadınlarımıza kutlu olsun.