KKTC Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın İlk Ankara Ziyaretini Beklerken

16 Ekim (2025) KKTC Cumhurbaşkanlığı Seçimi, en yaşamsal konularda bile halkımızda kafa karışıklığının, yorgunluğun, bıkkınlığın, tedirginliğin, ümitsizlik ve yılgınlık belirtilerinin, yığın halindeki çözümsüz iç sorunların, hantal, verimsiz ve kaynak tüketici kamu yönetiminin, ekonomik sorunların, yaşam ve demokrasi biçimi haline gelen popülizmin, bol tarafından sahtekârlığın, partizanlığın, hırsızlığın ve rüşvetin var olduğu bir ortamda gerçekleşti.
Liyakatin, adil uygulamaların, kamuya güvenin olmadığı, sorunları çözmesi gerekirken kendisi sorun olan siyaset kurumuna saygınlığın dibe vurduğu, “Varoluş Savaşımımız” ya da moda deyişle “beka” sorunumuzun süregittiği ve biz Kıbrıs Türkleri’nin bu konuda “fena” halde ayrıştığı bir ortamdan söz ediyorum.
Herkesin değerlendirmesine saygı duyarım ama bana göre, Sayın Tufan Erhürman’ın Cumhurbaşkanlığı seçimini beklenmeyen bir çoğunlukla kazanmasında, bu ortamı ortadan kaldırma ümidini yaratmasının etkili olduğunu ve bu ortamı tersine çevirmek için büyük çaba göstereceğinizi düşünüyorum.
***
Sayın Tufan Erhürman, hafta içinde (ki bu yazıyı kaleme alırken 12 Kasım Perşembe’den söz ediliyordu) ilk seyahatini Ankara’ya yapacak! Açıkça konuşmakta yarar var: Seçim sonuçlarından doğacak ortamın, hem dış dünya hem tek dünyadaki tek yandaşımız olan Anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti bağlamında “yumuşak karnımız” olma olasılığı çok konuşuldu. İçimizdeki ayrışma ne yazık ki bazı “hazır kuvvetler” tarafından nefret söylemine dönüştü. Doğrudan doğruya Türk halkı ile Devleti’ne yönelik, giderek yoğunlaşan ve sesini yükselten nefret söylemleri cabası!
Ankara ziyaretinin bu durumu silecek bir uzlaşmaya dönüşmesi gerekiyor. Sayın Erhürman’dan ilk beklenti bu ve kişi olarak ben böyle bir konuda yanılmış olmayı hiç istemem.
Bir diğer beklentim, Sayın Erhürman’ın seçim vaatlerinden biri olan, hiçbir partinin dışlanmayacağı tam tersi eşit olacağı “Siyasal Partiler Konseyi”nin bir an önce oluşturulmasıdır. Bu konsey için ‘Kasım ayında olabilir’ demişti. Kasım ayının ortasındayız. Olasılığın “oldu” olması için yeterli zaman var. Ankara ziyaretinden uzlaşma çıkması durumunda böyle bir konseye çok daha fazla gereksinim olacak.
Bir başka beklentim şu: Yıllarca ama yıllarca, tüm iç sorunların Kıbrıs sorundan kaynaklandığını savlayıp çözümünü Kıbrıs sorunun çözümüne bağlayan yaygın bir söylem kullanıldı ve bu yönde politika yürütüldü. Bu söylemin/politikanın/görüşün çok büyük oranda ortadan kaldırılmasında Tufan Erhürman’ın payı çok büyüktür. Gelin görün ki CB seçim başarısından sonra, bu söylem giderek artan biçimde yeniden kullanılmaya başlandı.
Elbette ve kesinlikle Kıbrıs sorunundan kaynaklanan iç sorunlarımız vardır ama Sayın Erhürman da çok iyi biliyor ki bizim sorunlarımızın çözümsüzlüğü çok büyük oranda siyaset kurumu ve “kötü idare” kaynaklıdır. Yukarıda sözünü ettiğim “ortam”ın kamu yönetimine ilişkin sorunlarını çözülebilme potansiyeli bakımından, mimarı olduğu “İyi İdare Yasası” bir yerlerde uyumaktadır. O yasa, gerçek anlamda hayat bulmalıdır.
***
Sayın Erhürman’ın, Ekim 2025 seçiminin sonucu belli olur olmaz verdiği mesajların tümü gayet olumluydu. Artık parti başkanı olmadığını söyledi. Zafer sarhoşu olmayacağından, bütünlüğümüzden, liyakatten, Cumhurbaşkanı olarak değil Cumhurbaşkanlığı olarak (yani ekip olarak) çalışacağından, devletin devamlılığından söz etti. Dış ilişkiler ve Kıbrıs sorununda Türkiye ile istişare içinde hareket edeceğini vurguladı. Sözlerinin ve taahhütlerinin arkasında durarak yol alacağına ve başarılarını kutlamaktan başka seçenek bırakmayacağına inanıyorum ve öyle olmasını diliyorum.
Ankara ziyareti bağlamında “beklemede”yiz.