KKTC LİMANLARININ HAZİN DURUMU...

Şimdi müsadenizle aşağıda ki Limanların Coğrafi, Tarihsel ve Ekonomik değerlerine bir bakalım. Yıllardır bu muteber gazete de MAVİ EKONOMİ ‘yi tanıtmak için yazılar yazdım. Ne yazık ki gereken hiçbir tedbir alınmamış DENİZ ve HAVA alanlarını kapsayan bu ekonomik değerlerin, zenginliklerin ne planlaması yapılmış ne de geleceğimiz için projelendirilmiştir.
Bilmem söylemeye veya yazmaya gerek var mı... Biz bir Ada’yız etrafımız Denizlerle kaplı çıkış yolumuz Denizler ve Gökyüzü dür. Ekonomimizin kalkınması bu zenginlikleri kullanma becerimize bağlıdır. Peki biz bu konuda ne kadar başarılı oluyoruz?
Rum komşularımıza bir bakalım... Dünya serbest ticaret filolarının %  elinde tutuyor. Şimdi gasp ettiği Kıbrıs Cuhuriyetinin haklarını kullanarak Denizlermizde ki yer altı kaynaklarını kendi menfaatleri için kullanmak çabalarındalar... Siyasi bağnazlıkları ve Türk düşmanlıkları olmasa çok büyük zenginliklere kavuşabilecekler. Ancak Bizleri ve Türkiye’yi bu Ada’dan atma gayretleri kesintisiz devam ediyor. Siyasi alanda AB de ki ırkçı teammülleride kışkırtarak Türk düşmanlığını Medya aracılığı ile en yüksek seviye ye taşımış durımundalar. Maksat Türkiye ‘yi sıkıştırmak, O nu Ada’dan kovmaktır... içimizde ki bazı unsurlarda onlara yardımcı oluyorlar. ANCAK ÇOK BEKLERLER...
Gasp ettikleri Cumhuriyetin yegane meşru hükümeti imişler gibi muamele gördükleri için Hava Yolları şirketleri onlara çalışıyor. O bazılarmızın gözünde çok büyüttüğü AB Kıbrıs’da geçerli Lisan’ın Türkçe ve Rumca olduğunu bilmiyormuydu? Şayet bilmiyor iseler di Kıbrıs parasının üzerinde ki yazılara bakmaları yeterli idi. Bu da bizim meşrutiyetimizi kanıtlayan bir belge değil mi? HALA DA ÖYLE... KIBRIS CUMHURİYETİ EURO KULLANIR DİYE BİZİM MEŞRU HAKLARIMIZ YOKTUR VAR SAYILAMAZ KİMSE DİYEMEZ.. ANCAK AB BU NU YOK SAYIYOR... BİR DİĞER KONU AB KOMİSYONU NİYE GÜNEY DE Kİ RUM CUMHURİYETİNİ DENETİM ALTINA ALMIYOR ? ÇOK MU DEMOKRATLAR, İNSAN HAKLARINA SAYGILILAR? 
1963-1974 ARASINDA NELER YAŞANDIĞINI TÜRKLERİN NASIL BİR GAYRİ İNSANİ ZULME TABİ TUTULDUKLARINI, YOLLARDAN, EVLERİNDEN ALINIP KATLEDİKLERİNİ BİLMİYORLAR MI ? BAL GİBİ BİLİYORLAR... 1963 DEN BERİ HİÇ BİR İNSANİ GEREKÇESİ OLMADIĞI HALDE AMBARGO UYGULANAN BİZ KIBRISLI TÜRKLER DEĞİLMİYİZ?
HANİ ANNAN PLANINA EVET DEYİNCE AMBARGOLAR KALKACAKTI???
PEKİ YA RUMLAR KUZEY’DEKİ MALLARI İÇİN AİHM MÜRACAAT EDERKEN, TÜRKLER NEDEN GÜNEY’DE Kİ MALLARI İÇİN EDEMİYOR ? AMAN EFENDİM İLK ÖNCE ÜLKENİN MAHKEMELERİNE MÜRACAAT EDİLECEKMİŞ DE, ŞAYET KARAR ALINMAZ İSE AİHM ‘E MÜRACAAT EDECEKSİNİZ... İŞTE BUNLARIN İNSAN HAKLARI ANLAYIŞI BU KADAR... ŞİMDİYE KADAR NEDEN BİR AB DE YETKİLİ KURUM VEYA MAKAM TÜRKLER NİYE ENGELLENİYOR DİYE SORDU MU?
Sayın dostlarım işte bu ahvalde bizim toparlanmamız, Türkiye ile el ele Mavi Denizlerimizin zenginliklerinden azami suret de faydalanmamız için gereken planlamayı yapmamız lazım ve elzem.
GEMİKONAĞI...
Aslında bir Liman şehri. Hem de MÖ sine dayanan bir Tarihçesi olan bir şehir. Coğrafi olarak en geniş Körfez de Kıbrıs’ın kuzeyin de yer alır. Sığ körfez Yat Limanı olamaya çok münasib geniş bir alana sahiptir. Ancak ihtiyaca göre planlanması gereken Liman tipi ancak burda ki doğal zenginliklerin, Balıkçıların, Turist ve Öğrencilerin de ihtiyaçlarına cevaz verecek bir tasarımla mümküm olabilir.
Lefke kasabası tarihsel olarak Neolithik çağın ortalarında M.Ö 3 yüzyılda, Mısır Kralı Ptolemus’un oğlu, Lefkos tarafından   kurulduğuna inanılır. En güçlü olasılıkdır. Çünkü bölgedeki Bakır ve Altın madeni yataklarını keşfetmişler... Mısır O zamanlarda Maden işletmeciliğini yapabilecek bilgi ve beceriye sahipti. Bakır devrinde Şehir ve Liman tabii olarak Maden ocağına hizmet için kurulmuş ve gelişmiştir. Elde edilen Bakır ve Altın madenleri Gemikonağı Limanından Mısıra taşınmıştır. Fenikeliler, Romalılar, Bizanslılar, Luzinyanlar, Venedikliler, Osamanlılar ve İngilizler hep Lefkenin değerini bilmişler ve potansiyelini en etkin bir şekilde kullanmışlardır.
Soli’nin ve Vouni’nin medeniyet açısından tarihsel önemi ( Soli Yunan, Vouni Pers ) medeniyetinin yan yana oluşudur. Persler sırf temiz havası ve akar suları için Vouni ve Yeşilırmak bölgesini seçmişler. Yunanlılar Bakır ve Altın madenlerinin olduğu bölgeyi seçmişlerdir.  
Bölge de Borax madenleri olduğu, Körfez de petrol yatakları olduğu söylenir... 
PEKİ BİZ KKTC OLARAK NE YAPTIK? BIRAKIN BU ZENGİNLİKLERE SAHİP ÇIKMAYI PLANLAMAYI LEFKE VE YÖRESİNİ KADERİNE TERK ETTİK... ADI GEMİKONAĞI AMA, KONAN BİR TEK GEMİ YOK...
GİRNE LİMANI...
Coğrafi olarak Ada’nın Kuzeyinde yer alır. Girne Kalesine hizmet eden küçük bir tarihi Liman dır. Bir zamanlar şirin bir kasaba olan Girne’nin, Kalesi ile birlikte en çok ziyaret edilen bölgesi idi... Liman yeniden Turizme kazanılması için restore edilmiş, ancak 3-4 ay önce aşırı rüzgar nedeni ile Mendirek çökmüş hala Turist sezonu başalmasına rağmen onarılamamıştır.
YETKİ KARMAŞASI, PLANSIZ PROJESİZ, BİNALAR, ÇARPIK KENTLEŞME MAALESEF O GÜZELİM ŞİRİN GİRNE’Yİ BOĞMAK ÜZERE...
Dağ yolu projesi ile, tünel ihtiva eden yeni bir çift şerit yol dağ üzerinden Girne’ye bağlanmaz ise, bırakın trafiği, hızlı betonlaşma tam anlamı ile Girne’yi boğacak... ACİL ÖNLEM ŞART. BİLİR KİŞİ KOMİSYONU KURULMALI ve TÜRKİYE’DEN YARDIM ALINMALIDIR. TABİİ ÇOK GEÇ OLMADAN.
KARPAZ MARİNA
Ada’nın kuzeyin de Yeni Erenköy’den sonra bir Yahudi şirket tarafından sırf yat limanı olarak kullanımı için yapılmış. Hiçbir Tarihsel ve Coğrafi geçmişi yoktur. Göründüğünün ötesin de bir hizmet kapasitesi de yoktur.
MAĞUSA LİMANI...
Ada’nın bir zamanlar en gelişmiş Limanı idi. Ada’nın Doğusun da , O muhteşem Mağusa kalesinin eteklerinde, yüzyıllardır 1192 den beri Lüzinyan döneminden bu yana Kıbrıs’ın ekonomisine hizmet etmektedir. Aslında şehir MÖ 274 Salamis şehrinin zelzele ile yıkılmasından sonra küçük bir Balıkçı Limanı idi. Ancak Coğrafi konumu ve derin Limanı nedeni ile İpek yolundan gelen bütün ticareti üstlenmiş ve Ada’ya muazzam katkılar sağlamıştır.
 
Mağusa Limanı
1571 de Osmanlı Padişahı Selim II , Mağusa yı Lala Mustafa Paşa komutasın da ki askerlerle çok zorlu bir savaştan sonra zapt etmiş ve Surlar içinde yaşayan Ortodoks Rumları, surlar dışına sürmüştü. 1974 e kadar ve şimdi Mağusa surlar içi hep Kıbrıslı Türklerin barındığı yerler olarak kalmıştır.
İngiliz devrinde 1903 ve 1906 yılları arasında ( Mağusa Limanı yeniden yapılanma ve geliştirme Komisyonu ) kurulmuş ve Mağusa Limanı tekrardan Larnaka Limanına kaybettiği ticareti geri almıştır. Lefke de ki CMC madenleri ( Bakır ve Altın) Mağusa’dan diğer ürünlerle beraber yurt dışına gönderilmeye başladı. Aslında esas amaç Tren yollarını yapılması ile ülkenin Altınlarını İngiltere’ye sevk etmekti. Öyle de oldu...
Mağusa Limanı O gün bu gündür İngiliz yönetim sisteminde çalıştırılmış. Emekçiler ( Close shop ) diye adlandırdığımız sistemle, işe alındıkları ilk günden Sendika üyesi olmuşlar ve kendilerine Numara verilmiştir. Bu numaraların maksadı Liman’da çalışanların birgün evlatlarına devredebilmesidir. Aslında çok güzel bir düşünce şekli. Yıllarca vefalı bir işçi olarak emekçiler çalışmış, çünkü evlatlarının bile bir işi olabileceğinin kendileri gibi Liman’da çalışabileceklerinin bilinci içinde davranmışlardır.
NE YAZIK Kİ geçenlerde yıkılan iskele Limanın ne kadar bakımsız ve bu günkü ihtiyaca cevaz veremediğini gösteriyor.
GÖNLÜM ARZU EDER Kİ BİR AN ÖNCE YUKARDA ARZ ETTİĞİM GİBİ BİR BİLİR KİŞİ KOMİSYONU KURULSUN ve DERHAL KKTC LİMANLARI KONUSUN DA RAPOR HAZIRLASIN VE GELECEĞİN PLANLAMASI YAPILSIN. EKONOMİMİZ ANCAK MAVİ EKONOMİYE YAPACAĞIMIZ KATKILARLA AYAKTA DURABİLİR.
BİZİM RUM KOMŞULARMIZDAN NE FARKIMIZ VAR ? ŞİMDİ BURDA NELER YAPILMASI GEREKTİĞİNİ YAZAMAM ANCAK TÜRKİYENİN ELİNDE O KADAR ÇOK KOZ VAR Kİ, BİR HAYATA GEÇİRİLSE DENİZ VE HAVA TRAFİĞİNDE ÇOK BÜYÜK BİR GÜÇ OLABİLİRİZ DİYE DÜŞÜNÜYORUM.