“COVİD-19 PANDEMİSİNİN AĞIRLIĞINI HİSSETTİĞİMİZ BU GÜNLERDE DİYABET, ESKİDEN OLDUĞUNDAN DAHA BÜYÜK BİR ÖNEM ARZ ETMEKTEDİR” Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTBB) ve Kıbrıs Türk Endokrinoloji Derneği, 14 Kasım Diyabet Günü dolayısıyla basın açıklaması yayınladı. Basın açıklamasında diyabetin tüm dünyada olduğu gibi KKTC’de de ciddi bir sağlık sorunu olduğu kaydedildi. “Covid-19 pandemisinin ağırlığını hissettiğimiz bu günlerde diyabet, eskiden olduğundan daha büyük bir önem arz etmektedir” denilen açıklamada şöyle denildi: “2008 yılında yaptığımız toplum taramasında KKTC toplumunun yüzde 11’inde diyabet, yüzde 18’inin de prediyabet (gizli şeker) olduğunu saptadık. Aradan geçen 12 yılda bu oranların artmış olduğu aşikârdır. 2019 yılında da çocukluk çağı diyabetinin yüz binde 11,1 olduğunu gösterdik. Kalp, böbrek ve göz gibi hayati organlarımızı bozabildiğinden ve nörolojik komplikasyonlarından dolayı birçok vatandaşımızın hayatının kaybetmesine ve yaşam kalitelerinde ciddi bozulmalara yol açmaktadır” “COVİD-19 NEDENİYLE HAYATINI KAYBEDEN, YA DA YOĞUN BAKIMA ALINMASI GEREKEN VAKALARIN ÇOK BÜYÜK BİR KISMI DİYABETİK” Tüm bunların yanında dünya verilerine göre covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden, ya da yoğun bakıma alınması gereken vakaların çok büyük bir kısmının diyabetik olduğu ifade edilen açıklamada, “Kötü şeker kontrolü bu riski daha da artırmaktadır” denildi. Açıklamada şunlar kaydedildi: “Her ne kadar günümüzde sağlıkla ilgili tüm duyarlılık covid-19 pandemisi üzerinde olsa da gerek diyabet sıklığı, gerek diyabet komplikasyonları artmaya devam etmektedir. Bilindiği gibi diyabet ilgili uluslararası örgütler tarafından önlenebilir bir hastalık olarak kabul edilmektedir (tip 2 diyabet için). Covid-19’a karşı geliştirilecek aşı ve/veya diğer tedavi yöntemleri pandemi elbet bir gün sona erecektir. Ancak günümüz dünyasında bize dayatılan yaşam tarzına devam edilmesi halinde bu sefer de diyabet pandemisi artmaya devam edecektir. Bu nedenle covid-19 için gereken tedbirleri ve koruma yöntemlerini uygularken diyabet için başta gelen önleyici faktör olan sağlıklı beslenme ve egzersizden (hareketli yaşam tarzı) vazgeçilmemelidir. Covid-19’dan korunma amaçlanırken pandemi kurallarına uygun bireysel egzersiz programlarının ve sağlıklı tıbbi beslenme tedavisine uyulması halinde bu süreç en hafif hasarla atlatılabilecektir”