Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rum liderin kendisini arayarak, Kermiya- Metehan’da dönüşlerdeki kimlik kontrolü uygulamasının kaldırılacağı konusunda bilgi verdiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Akıncı, yeni uygulamadan dolayı Rum lider Anastasiadis'i telefonla arayarak, Metehan geçiş noktasında gördüğü kaotik durumun işkenceden başka bir şey olmadığı ve bunun coronavirüs mücadelesiyle ilgisi bulunmadığını belirterek rahatsızlığını dile getirmişti. Akıncı, Rum lider Anastasiadis ile yaptığı görüşmede, bu yapılanın Coronavirus mücadelesi değil; iki toplumu birbiriden daha da uzaklaştıracak bir eylem olduğunu ifade ettiğini belirtmişti. "UMARIM GEÇİŞ KAPILARINDAKİ YANLIŞTAN DA DÖNÜLÜR" Her iki görüşmeyi sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalarla duyuran Akıncı, şunları belirtti: "Sayın Anastasiadis, telefon görüşmemizden kısa süre sonra beni arayarak Kermiya- Metehan’da dönüşlerdeki kimlik kontrolü uygulamasını derhal kaldıracaklarını duyurdu. Bu elbette doğru yönde atılmış bir adımdır ve bu konudaki yanlışın düzeltilmesi iyi bir gelişme olacaktır. Umarım kapatılan dört geçiş noktası konusundaki yanlıştan da dönülecektir" AKINCI METEHAN'DA İNCELEMELERDE BULUNDU Bu arada Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Anastasiadis'i aramadan önce bölgeyi ziyaret ederek, Metehan- Kermiya geçiş kapısının Kıbrıs Rum kontrol noktasında yaşanan kaosu yerinde gözlemledi. Akınci'nın konuyla ilgili sosyal medya açıklaması şöyle: "Şimdi Metehan- Kermiya geçiş kapısının Kıbrıs Rum kontrol noktasında yaşanmakta olan büyük kaosu yerinde gözlemledim. Dönüşlerde yapmadıkları kimlik kontrolü yapmaya da başladılar. Biri kadın biri erkek iki polis, uzun kuyruklar oluşturan yüzlerce arabadaki insanların işlemlerini yapmaya çalışıyor; kuşkusuz baş edemiyor. Saatlerdir kuyrukta bekleyenler var. Görevli polis de çaresizliğini ifade etti. Protesto eden korna seslerinin yanısıra aracını terk edip yaya geçiş yapan çocuklu aileler de var. Sayın Anastasiades ile yaptığımız görüşmede bu yapılanın Coronavirus mücadelesi değil; iki toplumu birbiriden daha da uzaklaştıracak bir eylem olduğunu ifade etmiştim. Şimdi daha da netleşti. Bu yanlışa bir an önce son verilmesi lazım. Konuyla ilgili Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği makamları ile de temas halinde olmaya devam edeceğiz. Kimsenin keyfi olarak her iki topluma da bu eziyeti çektirmeye hakkı yoktur..." TAK