Hep pandemiyi yazacak değiliz ya. Biraz da yazın dünyasından, anılardan ve gerçek yaşanmışlıklardan birşeyler yazmamız gerektiğini düşünüyorum motivasyon açısından.
Mustafa Şah, aslen Gönyeli’li olup, kendi dönemi içinde güneydeki Yüksek Otelcilik Okulu’nun Ön-büro, Kat Hizmetleri, Restoran, Bar ve Mutfak bölümlerinden mezun olmuş çok değerli bir gastoronomi uzmanıdır. Ayrıca sırf kendini geliştirme adına Fransa’dan aldığı bursla Fransa’ya gitmiş ve dünya mutfağı üzerindeki bilgilerini genişletmiştir.
Mustafa Şah, diğer kitaplarını imzalayıp bana verdiği gibi, bu kitabını da bana imzalamış ve o nazik davranışı içinde bu kitabı okuma fırsatı vermiştir. Kendisine hem teşekkür ediyor, hem de kendisini kutluyorum, kitaplarına yeni bir halka daha eklediği için.
Hani derler ya...
“Söz uçar, yazı kalır” diye...
Mustafa Şah’ın da yazdıkları sonsuza dek kalacaktır.
Mustafa Şah kardeşim de öğrencilik ve sonrasındaki Maraş anılarını küçük bir kitapta topladı ve toplumun önüne koydu. Kitap çok kalın filan değil ama 120 sayfalık anılar, bu kitaba sığmadı diye düşünüyorum.
Onunla buluşmamız ve tanışmamız, Turizm Bakanlığı’ndaki görevlerim esnasında gerçekleşti. Kendisi o günlerde OTEM’in müdürlüğünü yapıyordu ve çok da dolu dolu bir öğretim görevlisiydi. Belki birçoğumuz hatırlayacaktır onun televizyonlardaki mutfak ve yemek kültürü üzerine yaptığı programları.
Mustafa Şah, “Bir Zamanlar Maraş (Varosha) – Anılarım” adlı kitabında anlattıkları, çoğu insanın bilmedikleri veya duymadıkları gerçeklere dayanır.
Sakın “Bir Türk’in Maraş anıları olur mu?” diye düşünmeyin. Önce kitabı okuyun, sonra da bir yargıya varın. Eminim siz de kendinizden birşeyler bulacaksınız o kitabın içinde.
Adıgeçen kitap, geçmiş yaşanmışlıklarla yakın tarihin savaşları öncesini ve sonrasını anlatıyor. Öğrencilik yıllarındaki eğitim amaçlı Maraş otelleri ve 1974 savaşlarına kadar Maraş’taki hizmetlerini, Rumlarla karma bir kadro içinde evrensel değerler bağlamındaki yaşanmışlıklarını, eski arkadaşlarını ve Kıbrıs olaylarına bakış açılarını anlatır.
Kolay mıydı savaş öncesi bazı fanatik Rumların içinde hizmet etmek ve o dengeleri koruyarak eğitimini tamamlamak? Hiç de kolay değildi. Mezun olduktan sonra da bazı otel işletmecileri tarafından tercih edilen Mustafa Şah, bütün o yaşanmışlıklarını, fanatizmin ötesinde insan olmanın erdemlerini gayet ustalıklı bir dille anlatıyor kitapta.
O anlatılardan bazılarının altını kalemle çizdim, ileride yararlanmak için. Bunun yanında Maraş’ın savaş öncesini ve savaş sonrasını bilen bir bürokrat olarak, onun anlatılarının ilginçliğini daha da derinlemesine okudum.
Rumların savaş esnasında Maraş’ı can korkusuyla terkedişleri ve onlarca otelin o “Ölü kentin” bir parçası olarak sahipsiz kalışı dile getirilirken, savaşın korkunçluğu ve insan hayatını nasıl bitirdiğini uygun bir dille anlatıyor Şah, anılarında.
Burada bir ekleme yapma ihtiyacı duyuyorum...
Maraş neden boşaltıldı? Veya Kıbrıs neden ikiye bölündü ve keskin sınırlarla ortaya iki Cumhuriyet ve iki idare çıktı?
Bütün bunların sorumlusu, elbette ki Rum fanatizmidir.
Bakınız Mustafa Şah kitabında nasıl anlatıyor Rum fanatizmini...
“Rum arkadaşlarımla lojmanda kalıyordum...Zaman zaman EOKA B mensuplarının kentte taşkınlık yapacağını haber alan Rum arkadaşlar, dikkatli olmamı salık verirlerdi. Gerekirse geceyi Türk kesiminde geçirmemi tavsiye ederlerdi. Mezun olduğum Yüksek Otelcilik Okulunu ziyarete gitmiştim... Sene 1973’tü. Saygıdeğer müdürümüz olan Mr. Kontopirghos’la görüşmüştüm. Okulun resepsiyonuna birlikte gittik. Orada Rum gençleri vardı. Kendi aralarında konuştuklarını duyan müdürümüz onlara şöyle bir karşılık vermişti:
‘Siz bu akılla giderseniz, bu memlekette savaş çıkartırsınız!’ Müdürümüz gerçekten ileriyi gören, tecrübeli bir insandı.”
O Rum fanatizmi değil mi adayı bölen? Yani yıllarca Türklerin hakkını yiyerek Kıbrıs’ı Yunanistan’a monte etme idealleri onları bitirmiş ve dolayısı ile 20 Temmuz sabahı özgürlük hattımız çekilmişti.
Mustafa Şah kitabında geçmişte cıvıl cıvıl olan Maraş’ın bazı otellerinde fiilen çalışmış bulunan bir otelci ve gastronomi uzmanıdır dedim ya... Savaş öncesinin ve savaş sonrasının otel binalarının görüntüsünü kendi gözlemleri ile anlatırken, kapılar açıldıktan sonra buluştuğu Rum arkadaşlarının duygularını ve resimlerini de bu kitaba almayı ihmal etmemiş.
Gerçekten kitap, pek çok daramatik malzemeyi bünyesinde barındırıyor. Geçmişle gelecek arasındaki yaşananların ne kadar hüzün verici olduğunu ve bir dönülmezliğin nasıl hayatımızda şekillendiğni gösterdi bize.
Mustafa Şah savaş öncesinde ve sonrasında bir otel işletmecisi uzman kişiyse, benim de savaş öncesi Maraş kumsalında ailemle yaptığım deniz sefası ve savaş sonrasındaki İskan Şube Müdürlüğüm, onun anlatıları ile örtüşüyor.
Maraş bölgesinin Türk kesimine kıyı bir otelin damındaki uçaksavaş nedeniyle Türk uçaklarının o binayı nasıl bombaladığını ve binanın bir blokunun atışlardan bir jilet gibi yırtıldığını görmüşüz. Bazı tursitler o binanın resimleri her zaman çekmişlerdir. Lakin saha sonra o bina tamamen yıkılmıştı.
Kitap hakkında belki beş on sayfa daha yorum yapabilir veya kafamdakileri şekillendirebilirim.
Dediğim gibi kitap, evrensel değerler bağlamında dengeli bir dille yazılmış bir kitaptır ve bizlere pek çok mesaj vermektedir.
Mustafa Şah kardeşimi yürekten kutlar, çalımalarında başarılar dil