EpanEnosis diye bir kavramla aşınalığınız var mı.
Sanırım yoktur.
1974 yılına kadar öncülüğünü ( 1950 enosis plebisiti ve öncesinde öncülüğünü ) AKEL in yaptığı aksiyoner Enosis mücadelesi, 1974 sonrasındaki süreç içerisinde tam da ünlü Akritas planının giriş kısmında tavsiye edildiği gibi, ‘ mücadelemizin bir merhalesi bitmeden, bir sonraki merhaleyi açık etmemek’ taktiğine uygun olarak ve yine Akritas planının girişinde özenle vurgulandığı gibi, ‘ garanti sisteminden- Türkiye’nin garantörlüğünden kurtulmak’ zihniyetlerine uygun olarak mağdur ve pasif ama ( hiç sevmediğim bir kavramdır aşırı kavramı ve fakat söz konusun Ortodoks Helenler olunca cuk oturuyor) aşırı Hellenistik bir tavır içine girerek, ‘Türk işgalinden kurtulmak, bölünmüş adayı birleştirmek gibi kuzu postunda kurt misali EPANENOSİS, zırhına bürünür.
Nedir EpanEnosis. Bölünmüş adanın yeniden birleştirilmesi taktiğidir ki, dikkatinizi çekerim, ada bölünmüş değil ve fakat adanın tek hakimi olma peşindeki Kıbrıs Elenlerinin egemenlik tutkuları bölünmüş ve Kıbrıs adasında kendi sınırları içinde tam egemen olan iki ayrı devlet ortaya çıkmıştır.
Kıbrıs Elen partileri içinde en çok federasyon diyen ve en hararetli anlaşma yanlısı gibi görünen AKEL’ in, çok sık olarak ve özellikle Kıbrıs Türk siyasi partileri ve diğer kuruluşları ile yaptığı ortak toplantılarda ‘ ortak mücadele- ortak vatan ‘ söylemine muhatabı olan Türk örgütlerin de imzasını almasına karşın, tek bir defa bile ‘ ortak mücadele- ortak vatan ‘ söylemine ORTAK DEVLETİ katmamış olması ve bu konuda gösterdiği aşırı hassasiyet, federalizmin Kıbrıs Elenleri için ‘ vatanın yeniden ve Kıbrıs Cumhuriyeti çatısı altında birleştirilmesi anlamına geldiği, ve Elen federe devletine eşit haklara sahip, merkezi federal devletin egemenliğini federe Türk devleti ve Kıbrıs Türkleri ile eşitlik temelinde paylaşmayı akıllarından dahi geçirmediği anlaşılmaktadır.
Anastasiedes’in, Akıncı’yı nafile görüşmeler için masada tutma taktiği ne yazık ki Akıncı tarafından biliniyor olmasına karşın önemsenmiyormuş gibi bir tavırla, süresiz bir müzakere edilgenliği ile karşılanmakta ve hele de AKEL’in AP vekili Kızılyürek’in yakın geçmişte akıl almaz bir aymazlıkla % 82 ile % 18 eşit haklara sahip olabilir mi hiç saçmalaması ile nerdeyse 50 yılımızı çalan federasyon anlayışın Kıbrıs Elenleri tarafından benimsenmediğini de bilmem kaçıncı kez kanıtlamaktadır.
Federasyon müzakereleri adı altında EpanEnosis mücadelesi veren ve bu konuda da AB nin sınırsız desteğini arkasına alan bu sinsi ve Hellenik propagandaya daha ne kadar tahammül edecektir görüşmecimiz acaba.
Akıncı’nın adil bir anlaşmadan yana olduğu tartışmasız kabülümdür ve fakat Akıncı’nın peşinde olduğu adil anlaşma ne Anastasiedes’in ne de AKEL in umurundadır.
Onların şimdiki merhalesi EpanEnosis tir