NELER İSTERİM...

 
NELER İSTERİM...
DÜNYADA BARIŞIN, HUZURUN, SAYGININ, GÜVENİN OLDUĞU, EŞİTLİK VE ADALETİN İMTİYAZSIZ BİR ŞEKİLDE SAĞLANDIĞI , DİN VE MİLLİ ÖZGÜRLÜĞÜMÜN KORUNDUĞU , BİR DÜNYA İSTİYORUM... PEKİ VARMI? YOK ÖYLE BİRŞEY... KKTC de birçok gönüllü Derneklerimiz mali sıkıntılara rağmen, İnsanımıza daha mürefeh bir hayat tarzı yaşatmak için gece gündüz hiç yılmadan, dinlenmeden mücadele veriyor. Bu derneklerimiz KKTC nin sembolü haline gelmiş, Başkanlarını gördüğnüz anda , hemen aklınıza O dernek gelir. Örnek mi istiyorsunuz... Hasan Işık beyefendiyi gördüğnüzde, hemen aklınıza Tüketiciler Derneği gelir, Sayın DR. Mehmet Avcı yı gördüğnüzde aklınıza Trafik Kazalarını Koruma Derneği gelir, Sayın Raziye Kocaismail Kanser Hastaları Yardım Derneği gelir ... ve liste uzar gider. Ben ilk önce böylesine gönüllü , fedakarane çalışan bütün Derneklerimize teşekkür etmek isterim.

Peki bu Dernekler hak ettikleri desteği bulabiliyorlarmı? Yoksa yalnız onları başımız sıkıştığında, bir felakete maruz kaldığımızdamı Hatırlarız? Maalesef öyle, birkaç kişi dışında bu derneklere sahib çıkan yok... Sahiblenmek laf ola değil fiili olarak ve maddi olarak yatırım gerektirir.

PEKİ DEVLET BUNUN NERESİNDE? Tüketici Derneğine baktığmızda , uzun yıllar mücadeleden sonra Tüketici yasaları Meclisden geçmiş ancak fiiliyatda hiç uygulanmamıştır. Örnek mi istiyorsunuz Gıda Korunma yasası tartışılırken Tüketiciler Derneğinden bir temsilci çağrıldımı? Hayır... Peki Özel hayatın mahrimiyeti ile ilgili yasa geçirilirken, bilhassa İnternet kullanımında görüşleri alınmak için Tüketiciler Derneği çağrıldımı? Hayır... Ya üreticiler ,Basın yayın organlarını onları bukadar ilgilendiren bu yasada neden temsil edilmediler?

AVRUPA BİRLİĞİNDE İNTERNET SALDIRILARINI ÖNLEMEK İÇİN VE AB VATANDAŞLARININ ÖZEL HAYATLARININ KORUNMASI İÇİN YASA OLDUĞU SÖYLENİYOR... Yok öyle birşey... Sorun var ve herkes bu konuda katkı koyup bu sorunları çözmek istiyor, beraber çalışarak... İşte isbatı 13 Mart 2014 tarhli belge...

Great news for cyber security in the EU:
The EP successfully votes through the Network & Information Security (NIS) directive

Following the successful vote* on the NIS directive on cyber security today in Strasbourg, Vice President Neelie Kroes said:
This vote today is very positive news for European citizens, and I would like to thank the Rapporteur, Andreas Schwab, for his hard and efficient work, as well as everyone who has worked on this report.
Member States need to be ready to address cyber attacks. Today there are gaps in some countries and we need to fill them.
We are only as strong as the weakest link!
Let's work together to show that governments and lawmakers are part of the solution to online trust – not part of the problem.
Now we must all engage closely with the Member States, make sure that they realise the importance of this issue, and aim for a final agreement by the end of 2014.
But speed should not be at the expense of substance. People need to regain trust in technology, with the legal safeguards that protect their interests.
My ambition is to make Europe the world's safest online space. I hope that the European Parliament and national Governments share this ambition.
Watch the debate in the European Parliament from last night, and read VP Kroes' full intervention
*521 in favour; 22 against; 25 abstentions
Contacts :
Email: comm-kroes@ec.europa.eu Tel: +32.229.57361 Twitter: @RyanHeathEU
 
Benim sizden ricam , lütfen bu yasayı bir daha gözden geçirmeniz ve ilgili tüm uzman kişilerin ve derneklerin görüşlerini almanızdır. En doğrusu Avrupa Birliğinide bekleyin, bizde şeker suyamı düştü de bukadar alel acele bu yasayı sırf yasa geçirmek için onayladınız, yoksa bugüne kadar bu konuda çokmu sıkıntı vardı...

Biz Halk olarak önce sıkıntılı konularımızın çözülmesini taleb ediyoruz. Nedir bunlar...

1-      Gıda güvenlik yasası... Artık İnsanınız Marketlerden, Çarşı, Pazarlardan meyve, sebze alırken  ziyadesiyle muztarip. Belki side ayni haleti ruhiye içerisindesiniz. Acaba aşırı hormonlumu, acaba çok zehirlimi? Az zehire alıştıkda, çokmu değilmi diye soruyoruz artık...

2-      Hergün  gelen zamlar... Ekmeğe, suya, süte... Süt, Biradan pahalı hale geldi... acaba çocuklara biramı içirsek?  Petrol Mazot otomatiğe bağlandı ve ilk defa Dünyada otomatiğe bağlanan bir zam proğramı ile karşı karşıyayız.

3-      Sağlıkta sistem yıllarca önce yazdığım gibi ( Paranız varsa sağlık, yoksa mezarlik) politikası maalesef günden güne gerçekleşiyor. Sağlığın Sosyal Devletlerde bedava olması, Sosyalizmin temel ilkelerinden biridir. Aslında bedava değil, ömür boyu çalıştığınız müdettçe sizden sağlığınızın korunması için prim alınıyor...

4-      Faiz mağdurları yasası hala tüketiciyi koruyan nitelikleri taşımıyor... Üretici üretiği mal ve hizmeti pazarlayamaz veya satamazsa, neticede mağdur olur. İşte bu temel ilkeden hareketle, finans yasalarını yeniden gözden geçirilmesi ve Tüketici ile Bankalar arasındaki denge sağlanmalıdır.

5-      Eğitim konusunda Benim gibi herkes hayretle izliyordur. Bir yandan İnsan hakları ve Özgürlüklerden bahsedeceksiniz ve şampiyonluğuna soyunacaksınız. Rumların ibadeti için asırlık Kiliseleri  ( Benim dahi bildiğim kadar ,en az yüz yıdır hiç ibadet yapılmayan) restore edip onları davet edeceksiniz, öylesine bir sevinç yaşıyorsunuz ki, tarifi mümkün değil. Ancak bizim kendi ÖZ DİNİ MEKANLARIMIZ söz konusu olduğunda ayni hassasiyeti göstermiyorsunuz. Bırakın hassayiyeti, maganda tavırlarla , alaycı bir uslupla hergün inançlı kimseleri  aşağılayıyorsunuz. İşte son örnek Eğitim şurasında aldığınız kararlar. İLAHİYAT FAKULTESİ KAPATILSIN ... PEKİ ANDIMIZ... onada luzum yok canım diyorsunuz... Peki size luzum varmı?

Ben eğitimin parasız olması için mücadele vermenizi istiyordum, ben çocuklarmızın (assesment programı) değerlendirme programları çerçevisinde aynen İngilteredeki gibi değerlendirilmelerini istiyordum. Hiç bilmediniz copy paste yapsaydınız..

6-      Mal mülk alım satım konusunda hala güvenilir bir yasa geçiremediniz. Ne şehir planlama var, ne inşaat kontrolü var, nede parasını verdiğiniz halde koçan alabiliyorsunuz. Tüketicinn bu kadar mağdur edildiği bir alanda nasıl inşaat sektörünün gelişmesini bekliyorsunuz, merak ediyorum.
Bir önemli konuda Güneyde  Kilisenin mallarının tapularının tamamlanmak üzere olduğu haberleridir.  ( Demek bazı malların tapuları yok) Acaba Hangi mallarının, EVKAFA  veya Türklere ait mallarınmı ?  Alavera dalavera ile tıpkı MARAŞ ta olduğu gibi Rumların tassaruffuna verilmesimidir. Mal mülk konusunu Lütfen en erken bir zamanda Meclisde görüşünüz. Ancak boş koltuklarla değil, nede birbirinizle kavga ederek. Kıbrıs Türkünün mal ve mülk haklarını koruyarak. Rica ediyorum artık Meclisde boş koltukları görmekten usandık. Size güvenin nekadar azaldığını fark etmiyormusunuz?

Son olarak Tüketiciler Derneğinin toplantısında anlatığım bir hikaye ile bugünkü yazımı noktalamak isterim. ‘ Dursun 1960 lı yıllarda Almanya ya gitmek için müracat etmiş. Pasport dairesindeki memur ona gerekli forumları vermiş ve eklemiş... ( altı tane de vesikalık fotoğraf getireceksin) demiş. Dursun müracaat formaları ile köyüne dönmüş, ancak vesikalık fotoğrafın ne olduğunu bilmediği için, akıl hocası Temel ‘e gitmiş ve sormuş. .. Vesikalık fotoğraf nedir? Diye. Temel hemen cevap vermiş. Vesikalık fotğraf, yarı beline kadar çekilen fotoğrafdır , demiş. Dursun, peki o zaman ne yapacağız? Temel ,Sen yarı beline kadar bir çukur kaz, içine gir, Ben eve gidip fotoğraf makinesini
alıp geliyorum demiş... Temel az zaman git zaman döndüğünde bir de bakmış ki Dursun altı tane çukur kazmış...

Bunu gören Temel hemen Dursuna kızmış ( Ulan salak niye altı tane çukur kazdın???
Halbuki Ben altı tane kamera getirmiştim).

Respsiyonda idik yanıma kısa boylu, katlı kravatlı, yaşlıca bir beyefendi yanaştı. Mehmet bey dedi, Bende ayni şeyi yaşadım.. Öylemi dedim. Evet dedi ve anlatmaya başladı. Gençliğimde ben fotoğrafçılığa meraklı idim. Birgün bizim köyden birisi geldi , bana vesikalık fotoğraf çekermisin diye sordu. Bende evet çekerim dedim. Adamcağız hemen sormuş  ÇUKURUN NERDE ?

NETİCEDE HEPİMİZİN BİR ÇUKURU VAR... GÜN GELE HEPİMİZ DOLDURACAĞIZ. ALLAHIN MUKADERATI BU... BEN BU DÜNYADAN GİDERKEN DUALARLA, İLAHİLERLE , ÇİÇEKLERLE GİTMEK İSTERİM . BENİM İNANCIM BU, KİMSENİN BİZİM GİBİ İNANANLARI MAHRUM ETME HAKKI YOK...HELE DEMOKRASİ ADINA HİÇ YOK. ONUN İÇİN BEN DÜNYADA BARIŞIN, HUZURUN, SAYGININ, GÜVENİN OLDUĞU, EŞİTLİK VE ADALETİN İMTİYAZSIZ BİR ŞEKİLDE SAĞLANIĞI , DİN VE MİLLİ ÖZGÜRLÜĞÜMÜN KORUNDUĞU , BİR DÜNYA İSTİYORUM...
SAYGILARIMLA.