Normal!..

 Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) çözüm planlarını reddederken,  Türkiye ile ilişkilerinin normalleşmesi gerektiği yönünde girişimlerde bulunup bu yönde kamuoyu oluşturmaya çalışıyor.
   GKRY’nin hamisi gibi davranan Avrupa Birliği (AB) de tıpkı Rum gibi her fırsatta “Kıbrıs-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesinden” söz ediyor.
   Peki, Türkiye ile “Kıbrıs” ilişkileri nasıl normalleşecekmiş?
   Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve AB’ye göre şunlar olursa normalleşme olur:
   “Türkiye; Rum Yönetimi’ni Kıbrıs’ın tek egemeni olarak tanımalıdır.
   Limanlarını Rum Yönetimi’ne açmalıdır.
   Askerini buradan çekmelidir.
   Türkiye’nin garantörlük olgusu ortadan kaldırılmalıdır…”
   Bunlar olursa Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile AB’ye göre ilişkiler normalleşir.
   Ancak, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile AB’ye sormak lazımdır:
   Güney Kıbrıs Rum Yönetimi normal bir ülke midir ki normal ilişki isteniyor?
  
*
 
   Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Türklerle Rumların eşit kurduğu bir cumhuriyetin unvanını kullanıyor. Yani iki halkın ortaklığında kurulan cumhuriyetin unvanı şimdi sadece ortağın biri tarafından kullanılıyor, diğeri onun içinde yok.
   Rumların şimdi ismini kullandığı cumhuriyet kurulduğunda içinde iki halkın demokrasisi, iki halkın egemenliği bulunuyordu.
   Şimdi aynı ismin kullanıldığı yönetimde sadece Rum halkının demokrasisi ve egemenliği vardır.
   Uluslar arası anlaşmayla kurulan cumhuriyetin anayasasının yerinde yeller esiyor.
   Rumlar şimdi aynı ismi kullanırken anayasasını kullanmayarak tamamen kendilerinin yazdığı bir anayasa ile hareket ediyor.
   Peki, bu durum normal midir?
   Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin normal bir ülke gibi muamele görmesi normal mi?
 
*
 
   Kıbrıs Rum Yönetimi, Türklere yönelik saldırı düzenleyerek, hakkı olmayan bir unvanı tek başına kullanmakla normal durumun dışına çıkmıştır.
   Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Türkiye’den normal ilişki isterken önce bunu teslim etmelidir.
   Normal durumun dışına çıktığını kabul etmeli, haksız yere kullandığı unvandan vazgeçmelidir.
   Kendisinin sadece Rum halkını temsil ettiğini, Türk halkını temsil etmediğini kabul etmelidir.
   Kıbrıs’ta Türk halkının ayrı bir demokrasisi, ayrı bir egemenliği olduğunu, ayrı bir yönetimi olduğunu kabul etmelidir.
   Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Türk halkı üzerinden ambargoyu kaldırmalı, Türk halkını tecrit etmeye yönelik uygulamalarından vazgeçmelidir.
   Türk halkının nefes almasını dahi engellemeye çalışmak gibi düşmanca girişimlerinden vazgeçmelidir.
   Güney Kıbrıs Rum Yönetimi bunları yapmıyor. Bunları değiştirmeye değil ama daha da katılaştırmaya çalışıyor.
   Sonra da Türkiye’den ilişkilerin normalleştirilmesi talep ediliyor.
   Hangi yüzle?..
   Yani Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Türkiye’nin kendi soydaşlarının haklarını inkar etmesi, kendi soydaşlarına karşı girişilen insanlık dışı davranışları kabullenmesini istiyor.
   Bu mümkün mü?