Bir devlet her ne kadar güçlü bir ekonomiye, güçlü bir orduya sahip olsa da bu iki varlık o devletin ayakta kalması için yeterli değildir. Devletin varlığını dış dünyada hissettirmesi için güçlü bir diplomasiye de ihtiyacı vardır. MÖ 2. binyılda, Yakındoğu’da var olan büyük güçler ve küçük devletler arasındaki diplomasi ağı oldukça gelişmiştir. Kurulan bu diplomasi ağına katılan Hititler, diplomasi alanında oldukça ustadır. Hititlerin diğer devletlerle olan ilişkisi hem Hititlerin kralî arşivinden hem de çağdaşı olan devletlere ait arşivlerden öğrenilir.
Hitit diplomasisini iki ana başlık altında incelemek mümkündür: Hitit devlet antlaşmaları ve devletlerarası yazışmalar.
Devlet Antlaşmaları
Hitit Devleti’nin yapmış olduğu antlaşmalar ikiye ayrılır. Bu antlaşmalardan ilki kralların kendisine denk saydığı bağımsız devlet liderleri ile yaptığı eşitlik ilkesine ve devletlerarası hukuka dayalı, paritetik nitelikli antlaşmalardır. Diğer grubun içerisinde ise, Hititlere bağlı krallıklar yer alır. Yapılan antlaşmalar dönemin diplomasi dili Akkadcadır fakat bazı antlaşmaların Hititçe versiyonu da mevcuttur.
Hititlere ait devlet antlaşmalarının çoğu İmparatorluk döneminde yapılmış olsa da, Eski ve Orta Hitit Dönemlerinde yapılan antlaşmalar da vardır. Bu daha eski antlaşmaların büyük çoğunluğu yaklaşık olarak günümüzde Çukurova bölgesinde bulunan Kizzuwatna Krallığı ile yapılmıştır. Kizzuwatna Devleti, Hititler için stratejik açıdan önemli bir bölgedeydi ve bu devleti kendi tarafına çekmek isteyen Hititler, özellikle Orta Hitit Döneminde Kizzuwatna Devleti ile paritetik nitelikte antlaşmalar yapar. Kizzuwatna ile yapılan antlaşmalar incelendiğinde onların eşitlik ilkesine dayalı bir çeşit ittifak antlaşması olduğu anlaşılır. Hititler bu antlaşmalarla böyle stratejik bir bölgede bulunan bu yerel krallık ile önce ittifak kurup, daha sonra I. Tuthaliya döneminden itibaren bölgeye yavaş yavaş hâkim olmaya başlar. Böylece hâkimiyet kurmak istedikleri Kuzey Suriye bölgesinin egemenliği için hazırlıklara başlar. Bu dönemde yapılan başka antlaşmalar da mevcuttur. Bunlardan bir tanesi Hitit Kralı I. Tuthaliya’nın, Tunip Kralı ile yapmış olduğu antlaşmadır. Kesin olmamakla birlikte I. Tuthaliya döneminde yapıldığı düşünülen bir başka antlaşma ise, Mısır ile yapılan Kuruštama antlaşmasıdır. Antlaşmada, Anadolu topraklarında kalmış olan Kuruštama kenti insanlarının Mısır Ülkesi’ne nakli ele alınır. Ayrıca kral I. Tuthaliya’nın ardılı olan I. Arnuwanda döneminde Kaška, İšmerikka ve Ura gibi kabileler ile yapılan antlaşmalar da mevcuttur. Bu dönemde kral, bahsi geçen bu toplulukları dizginleme amacını güder. Eski ve Orta Hitit Döneminde yapılan antlaşmalar incelendiğinde Hititlerin Kuzey Suriye’de kurmak istedikleri hâkimiyet için bir ön hazırlık yaptığı ve bazı toplulukları kontrol altında tutularak merkezi otoriteyi güçlendirme niyetinde oldukları anlaşılır.
İmparatorluk dönemine ait antlaşmalar incelendiğinde, Eski ve Orta Hitit Dönemine göre şemalarının biraz farklı olduğu görülür. Bu antlaşmalar kendi içlerinde paritetik ve bağlı krallıklar ile yapılan antlaşmalar olarak ikiye ayrılır. Paritetik antlaşmalar, dönemin büyük güçleri olan Mısır, Hitit, Babil, Assur, Mittani devletleri ile yapılmıştır. Antlaşmalarda genellikle birbirlerinin dostluklarından, birbirlerini iç ve dış tehlikelere karşı koruyacaklarından bahsedilir ve kralların birbirlerine kardeşim diye hitap ettikleri görülür. Hititlerin yaptığı paritetik antlaşmalar içerisinde en bilinen örnek Hitit Kralı II. Muwatalli ile Mısır Firavunu II. Ramses arasında yapılan Kadeš Savaşı’ndan 15 yıl sonra, II. Ramses ile III. Hattušili arasında yapılan Kadeš Barış Antlaşması’dır. Paritetik antlaşmaların dışında bağlı devletler ile yapılan antlaşmalar da mevcuttur. Bu devletler içinde Ugarit, Amurru, Nuhašše, Amka, Kadeš gibi Kuzey Suriye’de bulunan krallıklar yer alır. Bunların dışında Kargamıš, Halep, ve Tarhuntašša gibi secundo genitur yani ikinci soy krallıkları da yer alır. Bu antlaşmalarda da genellikle, Hititlerin üstünlüğü vurgulanır ve bağlı krallıktan her zaman sadakat beklenir. Bununla birlikte Hititlerin bu küçük krallıkları her zaman koruyacağına dair ibareler yer alır. Ayrıca antlaşmalarda küçük krallıkların Hitit Devleti’ne karşı yükümlü olduğuna dair maddeler de antlaşma maddelerin içinde yer alır.