Evet okuyalım, kitap okuyalım, kitap okualım, bilgi edinelim de
Hangi kitabı okuyup da hangi bilgileri edineceğiz.
Devlet eliyle marifetiyle yazılan tarih kitaplarını mı okuyalım, yoksa o resmi tarihtir onu, onları okumayın işte bakın burda resmi olmayan tarih bilgileri var ben, biz onları yazdık mutlaka okuyun denilenleri mi.
Kesin olan bir şey vardır ki devlet marifetiyle yayımlanan tarih kitapları güvenilecek kitaplar değildir ve işte gayrı resmi tarih diye piyasaya sürülen kitaplar da kurmaca olup bin beter güvenilemez haldedir
Mesele yalnız tarih , tarihi kitaplar ve KKTC ile de sınırlı değildir.
Bilgisayar denen aletin bunca kullanılır olmasından sonra klavyeye kolay ulaşan hevesliler, şöhret olma peşinde koşanlar, Hemingvay yazdı da ben niye yazamazmışım ki deyip kitapp sahibi olanlar sayesinde kitabın iki paralık haysiyeti kalmadı desem yeridir.
Başı ile sonu bir birini tutabilen 6 – 8 kelimelik cümle kurmaktan aciz olanlar edebiyat dâhisi gibi kurum kurum kurumlanıyor ve eş dost sayesinde tv ekranlarının sözüm ona sanat edebiyat programlarına konuk olup best seller olmanın hazı ile dolanıyorlar.
Post modernizm en çok da sanatı edebiyatı vurdu galiba.
Dünyanın her yerinde on beş dakikalığına şöhret olurum umudu ile saçmalayanların bir birlerini nasıl bulduklarını ve sar sar makaraya çöz çöz makaradan oynadıklarını gözlemliyoruz.
Giderek güdükleşen hayatlara yol açıyor her bireyin sanatla uğraşması, sanattan anlaması hatta sanatçı olma hastalığı.
Bir aylık iki aylık kurslardan sonra ressamlar seramikçiler heykelciler, yazarlar şiircilerle kaynıyor ortalık.
Ben yaptım oldu, ben yazdım oldu.
Oldu canlarım oldu.