Bağımsızlık Yolu Genel Sekreter Yardımcısı Münür Rahvancıoğlu, hükümetin ülkede var olan sorunlara karşı devamlı vaat diliyle konuştuğunu savunarak, hükümete eleştirilerde bulundu.
Rahvancıoğlu katıldığı bir televizyon programında gündemi değerlendirdi.
Rahvancıoğlu son günlerde gündemi meşgul eden Rusya’dan direkt uçuşlar ve KKTC’nin tanınma konusuna değinerek, Türkiye Cumhuriyeti  KKTC’yi tanıtmak istiyorsa BM’ye gitmeden önce TBMM’de tanıma kararı alması, takımlarının maç yapması, uluslararası müsabakalarda KKTC bayrağının açılmasına izin vermesi gerektiğini ifade etti.
KIB-TEK’te ihale süreçleri konusuna da değinen Rahvancıoğlu, “İhaleler açılıyor, ihaleler iptal ediliyor, çok daha yüksek miktarlardan yakıt alınıyor, sonucunda maliyet altında ezilen halk oluyor, böylelikle kurumu özelleştirmenin yolu açılıyor” dedi.
Özelleştirmenin, kamu maliyesine  girdi yaratmak maksadıyla yapılan bir hamle olduğuna işaret eden Rahvancıoğlu,  bunun kendilerinin savunduğu sosyalist ve kamunun güçlendirilmesi politikalarına ters olduğunu dile getirdi. 
Rahvancıoğlu, kamu malını satarak günübirlik politikalarla maliyeye girdi yaratmanın mümkün olmadığını ifade ederek, “Kamu işletmelerinin bugünkü var olan durumu çok iyidir, aynen devam etsin diyemeyiz, bir iyileştirmenin elbette olması gerek ama çözüm özele peşkeş çekmek değil” dedi.
Belediyeler Yasası ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Rahvancıoğlu, belediyelerin birleştirilmesi veya ölçeğin büyütülmesinin aslında olması gereken olduğunu, ancak ülkede 1974’ten bugüne kadar nereye el atıldıysa olumsuz sonuçlar yaşandığını, bir sürü vaatle yola çıkanların hep hayal kırıklığı yarattığını dile getirdi.
Halkın yönetenlere güvensizliğinin had safhada olduğu görüşünü dile getiren Rahvancıoğlu, yasa tartışılmadan yasanın geçirmeye çalışılmasının kaosa sebebiyet verdiğini söyledi.
Rahvancıoğlu, “Halk birleştirme fikrine ciddi anlamda şüphe duyuyor, birleştirme yapacağım diyenler de aslında kısa günün karı eski alışkanlık rant fırsatını kaçırmıyor” dedi.
Rahvancıoğlu bu süreçte muhalefetin nasıl olması gerektiğine de değinerek, şöyle konuştu:
“Bu süreç bir partinin veya kişilerin sorunu değildi, herkesin sorunuydu. Toplumsal anlamda Kıbrıslı Türklerin iradesine sahip çıkmak isteyen her kesim, "reddediyoruz" sürecinde olduğu gibi yan yana gelmeliydi, hep birlikte her yere gidilmeliydi, irademize nasıl bir müdahale olduğu, nasıl sonuçlar doğuracağı anlatılmalıydı.”
Eğitim konusuna da değinen Rahvancıoğlu,  tam gün eğitimi savunduklarını hatırlatarak,  tam gün eğitimin, ciddi bir kamusal yatırım gerektiren bir durum olduğuna işaret etti.  
Mağusa-İskele-Yeni Boğaziçi Emirnamesi’ne de değinen Rahvancıoğlu, inşaat sermayesinin özelleştirdiği, devletin olmadığı bir “sermaye projesi” yaratıldığını ileri sürdü.

Editör: Mehmet Kasimoglu