Ahlâki bir tercihtir sol ekonomik değil. Diye yazmıştım yıllar önce.
Düzeltiyor genişletiyorum.
Ahlâki bir tercihtir siyasa ve siyasi parti ve partili olmak.
İnsanın insanlığından vaz geçmeye başlaması ekonomik adı verilen eylemle başlar.
Ve ekonominin sözüm ona bilim ve sektör haline gelmesiyle de hız kazanarak tüketti insanlığı.
Ağacındaki, tarlasındaki ürünü kuş payı, tavşan payı, börtü böcek payını da gözeterek hasat eden insanlık ne zaman ki portakalı yemek, ülkedeki herkes yesin diye üretmekten vaz geçip de satsın para çok para daha çok para kazansın ihraç etsin diye üretmeye başladıysa işte orda koptu ar damar ve tüketme mikrobu sızdı bünyeye.
Artık bir meyve değildir portakallar elmalar onlar bir ticaret ihracat ürünü.
Güney Amerika’da yerlilerin ekmek ağacı dedikleri kocaman ve besleyci doyurucu meyvesi olan ağaçlar, sözüm ona Amerika Kıtasını keşfeden İspanyollar ve elbette varsıl beyazlar tarafından tamamen yok edilerek yerlerine kahve plantasyonları konuldu ve Güney Amerika yerlilerinin besini beyaz insanların nes cafe içmesi için ellerinden alındı.
Hani şimdilerde Türk kahvesi tu kaka espersso vs cici ya işte ol hikaye bu.
Ekonomidir çürük binalar ve sağlam binalar da insani
Tüketmesi insanın hatta kendini bile ekonominin icat nedenidir oysa sol tükenmeye ve tüketmeye karşı duruştan başka nedir ki ve siyasa da tümüyle öyle olmalı değil mi. Kimse kapitalizm nutukları çekmesin. Kapitali olmayan kapitalizm mi olurmuş ve AB devletleri ve ABD kapitalizmle yönetilmiyor mu. Demek ki gelişmiş devletler kendi sınırları dahilinde aynı oranda BARBAR değil mişler, bu da bizim sağcılara ders olur umarım.
Bütün insanların aynı şeyleri büyük bir hızla ve hazla tüketmesi tüketemeyenlerin insandan kabul edilmemesi kapitalizmin hedefi olabilirdi ancak ve başarısı olmuştur.
İnsanlığın üreten ve tüketen şeyler halinde eşitlenmeleri hatta aynileşmeleri asla ve katiyen solun ereği olamazdı olmamalıydı oldu maalesef.
Ruhsal gelişmeyi insanlığın vicdanen gelişimini hedeflemesi gereken sol kapitalizmin kendini büyük bir hız ve ustalıkla güncellemesi ve gündemi sürekli belirleyerek yenilemesi yinelemesi karşısında ne yazıktır ki tuzağa düşmüş ve rekabet etmeyi edebilmeyi varoluş nedeni görme gafletine düşerek kendi kendini tecrit etme yanlışının yanılgısının müsebbibi olmuştur.
Slogan atarak kendini var edeceğini zanneden ‘kurumsal sol (!)’kapitalizm gerçeği ve gerçekçiliği ile yüzleşmeyi sürekli olarak slogan marifeti ile ertelemiş ve sonucunda da oksijen çadırına mahkum olmuştur.
İnsanileşelim kendilerini sol ya da sağ nasıl konumlandırsa konumlandırsın siyasi partiler.
Siyasa ve hükümet meclis muhalefet ve devlet insanileşmelidir.
Evet yıllar var ki insanlıktan uzaklaştık top yekün