Sanat Yapıtlarında Gurbet

Ulaşımın çok zahmetli olduğu Feodal devirde her türlü amaç için, ister ziyaret için olsun isterse ekonomik nedenlerle.... bazan hayvanlarla, bazan da yaya olarak günlerce yolculuk yapılırdı...
İnsanı kahreden yolculuklardı bunlar. Bir de evine,yurduna dönmek için aynı zahmetli yolculuğu dönüşte de yapmak zorunluluğu gözardı edilmemelidir.
İşte bu zahmetli yolculuklarla geçen gurbet dönemlerinde Evine,yurduna eşine dostuna hele sevgilisine hasretlik duyan insan gurbetle yoğunlaşan duygularını şiirlerle,şarkılarla,türkülerle ifade ederek
O hazin duyguları sanata dönüştürerek, çok sevilen,çok duygulu edebiyat ve sanat yapıtlarına vesile olmuşlardır. Gurbet yapıtlarıyla süslenmiş edebiyatımız tüm sanat dallarını etkilemiş Ve bu temayı işleyen türlü türlü sanat yapıtları ölümsüzlüğe kavuşmuştur.
Özet bir söylemle gurbetin hazin duyguları Şiirlere,şiirlerden,hikayelere romanlara romanlardan tiyatro ve filmlere taşınmıştır.
Günümüzde jet hızıyla yapılan yolculuklar asla eski dönemlelerle mukayese edilemez. Orta çağda sanatın birincil teması gurbet olmuştur. Kim unutabilir gurbetin mucizevi nağmeleri kurgulayan şairleri,yazarları.....
Mehmetciklerin zafer dönüşlerinde tüm yorgunluklarını unutarak ailelerine kavuşma coşkularını nasıl öne çıkardıklarını Ve işte bu duyguları kaleme alan değerli Edebiyat hocamız İbrahim Zeki Burdurlu'dan daha güzel nasıl anlatılabilinir, kolay olmasa gerek:
"BİR ZAFER ÇİÇEĞİ,KOKUSU HASRET GURBETİ İCAT EDEN GÖRMESİN CENNET"