Önce Denktaş.
Sonra Talât.
Sonra Eroğlu.
Sonra Akıncı.
Deyim yerindeyse, elde tüfek, “federasyon” kuşunun peşinde koştular.
Avlayamadılar, yanına bile yaklaşamadılar.
***
Denktaş 37 sene.
Talât 5 sene.
Eroğlu 5 sene.
Akıncı 5 sene.
Federasyon konuştular.
Toplam 52 sene.
Netice?
Sıfıra sıfır, elde sıfır.
***
Neden?
Çünkü Rum gerçek bir federasyon istemiyor.
Federasyon örtüsü altında ENOSİS kapısını açık tutan bir Rum devletinin peşindedir.
1960’da Kıbrıs Cumhuriyeti ilân edildi.
Malûmdur, atılan imzaların mürekkebi daha kurumadan Makarios şöyle buyurdu:
- Bu Cumhuriyet ENOSİS’e giden yolda bir sıçrama tahtasıdır.
Adam hem Cumhurbaşkanı, hem başında bulunduğu devleti (o devlet henüz bebekliğini yaşarken) bir başka devlete peşkeş çekmek istedi.
Var mı dünyada böyle bir örnek, böyle bir rezalet?
***
Peki, Makarios’un siyasal varisleri, meselâ Kiprianu, meselâ Klerides, meselâ Vasiliu, meselâ Hristofyas ise ne yaptılar Makarios’tan sonra?
Ortaya hiçbir zaman gerçek bir federasyon tavrı koymadılar.
Onlar da bir sıçrama tahtası peşinde koştular.
Federasyon örtüsü altında ENOSİS’e giden yolda yeni bir sıçrama tahtası aradılar.
Açıkça bellidir ki şimdiki Rum lider Nikos Hristodulidis de aynı arayış içinde, aynı kumpas ve aynı Bizans oyunu peşindedir.
Bu nedenledir ki, eğer ikili görüşmeler başlayacaksa, “Tufan Erhürman’ın işi zor” diyorum, “çok zor” diyorum.
***
Evet, toplam 52 yıl “federasyon” konuşuldu, çözüme çok yaklaşıldığı yolunda yapılan bazı hayali yorumlara rağmen, gerçekte arpa boyu kadar yol alınamadı.
Neden?
Kusur Denktaş’ta mıydı?
Kusur Eroğlu’nda mı idi?
Şimdi açıkça ortadadır ki ne Denktaş’ın kusuru vardı, ne de Eroğlu’nun.
Eğer onlar kusurlu olsaydı, birer federasyon şampiyonu olan Talât veya Akıncı’nın çoktan çözüme ulaşmaları gerekirdi.
Eğer Denktaş ve Eroğlu kusurluysa, Talât ve Akıncı da kusurludur, çünkü bütün federasyon sevdalarına rağmen Rum’u onlar da federasyon sofrasına oturtup barış kuşunu yediremediler.
***
Şimdi konuyu güncellemek açısından tarihin sayfalarını biraz geriye doğru çevirmek gerek.
Onu da yarın yapalım.