Rahmetli İsmail Kemal’in, kulağıma küpe olan bir sözü vardır. Rum halkının kesinlikle bizim eşitliğimizi kabul etmeyeceğini, bu bakımdan “federasyona asla razı olmayacaklarını” ifade ettikten sonra söylemişti o sözü: “Akıllarında olan adayı sahiplenmektir. Bir gün, federal denen bir çözüme evet derler se bilin ki çözümün içeriğinde, ileride adayı sahiplenmelerine olanak verecek bir delik vardır.”
Bu “kulağa küpe” söz, insanın aklına “şeytan ayrıntıda gizli” deyimi anımsatıyor. 30 Mayıs (2025) günü sosyal medyada yapılan bir paylaşım, bana bir kez daha “şeytanın ayrıntıda gizli” olduğunu anımsattı. Gelin “MERAK ETTİM” başlıklı o paylaşımı birlikte okuyalım:
“MERAK ETTİM?
“1964’ten beri Kıbrıs sorununu çözmekle uğraşan, bir istisna, bütün yabancı diplomatlar ve komutanlar RUM tarafında ikamet ederler.
Bunların KONU TARAFLARA eşit mesafede olmaları gerekmez mi?
Bazıları da Kuzeyde ikamet etse, bizi daha iyi anlayacaklar.
İstisnaya gelince:
Oğlumun arkadaşı AB görevlisi bir genç Amerikalı, Lapta’yı çok beğendi.
Oğlum:
- Baba, arkadaşım Lâpta’da bizim manzarası muhteşem 2+1 evde kalmak ister.
- Ver sendeki anahtarı kalsın, dedim.
- Eşyaları liste yapacak ve listeyi imzalaycayık. Kira ne deyim?
- Liste gerekmez. İtimat ederim. Israr ederse imzala. Kirayı da diğer kiracı ne öderse onu söyle.
Arkadaşla tanıştım. Misafir ettik. Uzun sohbetlerimiz oldu. Mutlu.
Altı ay sonra beni aradı:
- Lütfen gel.
Gittim.
- Evden ayrılmam lazım.
- NİYE? Biri burada bir rahatsızlık mı yaptı.?
-Yok. Herkes seslenir? Bir ihtiyacım var mı diye sorarlar. Ancak, Güneye geçerken, bu tarafta kaldığım için polisi barikatta beni bekletir ve işe geç giderim. Bu tarafta para harcamamı istemezler. Borcum ne?
- Kira borcun yok. Su önemli değil. Elektrik parasını alayım.
Listeyi çıkardı, kaşıkları, çatalları sayar.
- Vaz geç, gerekmez derim.
Devam eder:
- Bize babam söyledi. Bir yerde kiracı olursanız, evi, ev sahibine aynen teslim edeceksiniz. Her kiracı, ev sahibine zarar verirse, o aile perişan olur.
Vedalaştık, ayrıldı.
Kıbrıs sorununun çözülmeme nedeni bu konuda görülmektedir.
RUM MENTALİTESİ. Bu değişmedikçe Kıbrıs sorunu çözülmez. Zaten Rum niye çözsün? Keyfi yerinde. Yabancı diplomatlar, komutanlar komşusu. Eurolar, Dolarlar ora akar.
Bizim bazı arkadaşlarda REALİTELERİN dışında ütopik çözüm için kendilerini feda ederler. Ettiler de.
GÜNAYDIN!”
***
Paylaşım, Kıbrıs Türkleri’nin akîl insanlarından/aksakallarından biri olan Yücel Dolmacı’nın! Son sözüne bayıldım: GÜNAYDIN!”
Tabii ki işin özü eşitliğimiz! Şeytan ayrıntıda gizli diyoruz ama “gomşu”larımızın eşitlik konusundaki duruşları aslında ayan beyan ortada: 1963’de ortak Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’nda yapmak istedikleri 13 değişikliğin tümü de bizim eşitlik haklarımızla ilgili idi. Annan Planı, Grand Montana ve benzerleri yine eşitlik haklarımız dolaysıyla onlar tarafından alabora edildi. Yani eşitliğimiz konusunda 1963’teki duruşları ile 62 yıl sonraki duruşları arasında hiç fark yok!
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az!
Teşekkürler Yücel Bey! Diline ve kalemine sağlık!