Sınıfsal Özenti

Hep ya şatolardaki aristokratlar veya sanayi devrimiyle ortaya çıkan liberal kapitalistlerle toplumun yükünü çeken orta çağın köleliği yahut yeniçağ ile zamanımız çağının işçi zümresi yahut fakir fukara dediklerimiz.
Gündem olmuş literatürde.
Arada olanlarsa orta sınıf insanı.
Kimi memur kimi zanaatkar kimiler tüccar.
Kimilerse egemen zümrenin omuzunda yükselen siyasetçiler, onlar kapitali elinde bulunduran zümreler sayesinde ayakta kalabileceklerini çok iyi bilen siyasetçiler.
Onlar rollerini oynamayı çok iyi bilirler.
Ancak hiç bir zaman onlar düşük düzeyde sınıfları temsil edemezler.
Çünkü düşük sınıfların kendilerine merdiven olamayacaklarını çok iyi bilirler.
Ama işleri iyi idare ederek hep emek yanlısı gibi görünürler.
Hatta fakir fukara düzeyinde sayılmalarını hiç istemezler.
Aslında hiyerarşik düzende gerçek yerleri onların da, orta sınıf.
Ama orta sınıftan sayılmayı da kolayca beğenmezler.
Ne var ki demokrasi sınıf çatışmalarını yumuşatsa da devam çatışmalar sinsice devam ederler.
Üst sınıflara duyulan özentiler hiç bitmez, onun için kapitalizm kritikçisi Fransız düşünürü Joan Pall-Sartre bu türden orta sınıfa, ironik bir mizansenle, orta halli burjuva tabirini yakıştırmıştır.
Söz konusu yakıştırma ister benimsensin, isterse benimsenmesin, bu bir vaka...