SİVİL SAVUNMA’NIN MUHTEŞEM TATBİKATI

Sivil Savunma ve Uluslararası Kıbrıs Üniversiteler “Arama-Kurtarma Konseyi” ile gerçekleştirdiği muazzam tatbikatını, büyük bir heyecan ve büyük bir merakla izledik. Bir yerde bu tatbikat, KKTC gerçeğinde Türk insanının hayatı ile ne denli duyarlı bir anlayışa sahip olduğunu göstermiştir.
Bu tür etkinlikler, hem Kıbrıs Türkünün nereden nereye geldiğini, hem de çektikleri acılar ve sevinçlerin nasıl şekillendiğini görmeleri açısından çok önemlidir. Etkileyicidir hatta.
O tatbikatı izlerken, şu kanıya vardığımı söyleyebilirim.
“Sivil Savunma’nın evrensel değerler bağlamında, bir felaket sonrasında insan hayatının kurtarılışı ve hayata dönüşü, çok kutsal ve çok da anlamlıdır.”
Bundan önceki ya da bir önceki tatbikatı anımsıyorum... O tatbikatın açılışında herkes, Tsunami Felaketi’nde hayatını kaybedenler anısına beş dakikalık saygı duruşuna davet edilmişti ki, bu da milliyet, din ve dil farkı gözetmeksizin insan hayatına verilen önemi göstermiştir. Bu tatbikatta da aynı fikir ve aynı ideal vardır.
Her bireyin kendi ulusu, kendi dini, kendi inanç ve inanışları, onun ötesinde yaşadıkları coğrafyada sevinçleri ve acıları vardır. Lakin her insan, “insandır” diyorum. Her insan annesinin karnından çılıpçıplak doğar ve yine çırılçıplak gider öteki dünyaya. Her insan, içine doğduğu dünyanın ve ortamın kültür ve dini ile donatılır. Ama her şeyin ötesinde insanlar Allah’ın katında eşittir. Mezarlığa gittiğinizde ister hristiyan, ister müslüman olsun, ölen insanların bedenleri görkemli mezarlar altındaki “eşitlik”gerçeğinde Allah ile buluştuğunu görür ve “bu dünya kavgalara değer mi?” sorusunu akıllarına getirir.
Bazen de şunu sorarım bu kadar büyük fekaletleri gözlemleyince ve acılara tanık olunca.
“Dünyada neyi paylaşamıyoruz?”
Evet dünyada neyi paylaşamıyoruz?
İşte Sivil Savunma ve bu uğruda hayatlarını ortaya koyan bir çok ülkenin heyecan ve yüreği sevgi dolu insanları bize; “hayatın kavga etmeye değmediğini” söyler.
Tatbikatta kurgularla, görsel ve efektlerle izleyenleri heyecanlara sürükleyen ekiplerin başarılı operasyonları gerçekten çok etkileyiciydi. Vergi Dairesi binalarının üzerinden ta aşağılara kadar tatbiki uygulamalarla bir felaketten kurtuluşu sembolize etmeleri de hayli ilginçti. Bu tabikat bize sadece deprem, yangın, savaş ve doğal afetleri anlatmadı. Bu tatbikat, trafik kazasında araçlarında mahsur kalan insanların kurtarılışını, kimyasal patlamadan meydana gelen büyük yangınların söndürülmesini, bir felaket veya yangın anında dev binalarda mahsur kalan insanların çatıdan iplerle zemine indirilmesini gösterdi.
Tatibikat sonrasında izlediğimiz sergi, “ne kadar araç gereçleri varmış insanların hayatlarını kurtarmak için...” demişimdir içimden.
Esasında Sivil Savunma Başkanı ve ekiplerini, bu tatbikata katkı koyan bütün üniversiteleri kutlamak isterim. Çünkü üniversiteler de bir dünyadır. İçlerinde binlerce öğrenci vardır. Bütün dünyadan gelen öğrencilerin de bilmeleri gereken önemli tedbirler ve can kurtarma gözlemleri vardır ve olmalıdır da.
Unutmayalım!... Sivil Savunma’nın hayat kurtarma bağlamındaki önemli sözlerini hatırlayalım...
“BİZ BÜYÜK BİR AİLEYİZ. TÜM İNSANLIĞIN HİZMETİNDEYİZ.”
Gerçekten de bütün dünya üzerindeki arama-kurtarma ekipleri kocaman bir ailedirler. Felaket yaşamış milletlerin ve kitlelerin acılarının ortak olduğu kabul edilerek, “Önce insan ve insan hayatı” derler ve işin içine öylesine dalarlar. Hem de kendi hayatlarını tehlikeye atarak.
Daha da özetlersek, Kıbrıs Türkü’nün var oluş mücadelesinde Sivil Savunma Teşkilatımızın ve onun fedakar elemanlarının büyük emeklerini unutmak mümkün değil.
İyi ki Sivil Savunma ve hayat kurtarma anlayışına sahip böyle önemli bir teşkilatımız vardır...