Farklı renklerden oluşmuş, alacadan bir kuşak gibiydi benim halkım... Hem kendi renginihem de dokusundaki bütün renkleri birlikte yaşamaktan mutluydu toplumun herbir birimi.
Unutmak imkansızdır çelişki gibi algılanan esrarengiz muhteşem bütünselliğin yaşanmışlığını...
İşte ben bu esrarlı dokunun minik bir bireyi olarak, çok iyi anımsarım bu ortak duyguyu... Anımsarım bir öğle vakti mahalleme farklı sokaklarından gelenfarklı farklı yemek kokularının birbirine kaynaşıp, bütünleşmiş tadını.
İşte şurada bu çoğunluğu hristiyan ermenilerin oluşturduğu bir Ermeni sokağı. İster aç olunuz, isterse burnunuza kadar tok.... yemek istersiniz o kokuları...
İşte bu da rum evlerinden oluşan bir sokak... Et ve sebzelerin mucizevi ortak kaynaşmasından oluşmuş alışılmış fakat her öğle vakti tatmayı istediğiniz nefis kokular.
Ve bu da ağırlığı Türk olan insanlardan oluşan bir Türk sokağı. Aşina olduğumuz fakat hiçbir zaman hiç doyamıyacağımız yemeklerimizin enfes kokuları.
Hele bu sokaklarda açken dolaştığınızı düşünün yemek orkestrasındaki birimlerden gelen kokuları ayrı ayrı algılayabilirsiniz.
Ama en önemlisi ortak yaşamın kokusu. Belkı de bu ortak yaşamın esrarengiz mutluluğuydu bu yaşam tarzı. Esnafa bakarsınız: ışte bu dükkan, şahane erkek gömlekleri dikip satan Ermeni asıllı DikranTürkçeyi öylesine güzel konuşuyor ki acaba Ermeni ben miyim diye düşünebilir insan.
Bir Türk dükkanının karşısında fırıncı Hristos.. Paskalya zamanı da olursa nefis pillavuna kokularına dayanamaz insan..
Hristosun kökeni de Yunan göçmeni Rum. Ama Hristos o zamanlar gelen giden müşterilerin kimliğini merak bile etmez. Hristos kendi işine bakar.
Hrstosun cebiydi kendi için önemli olan. İşte böyleydi sonradan adına barış diyeceğimiz Ortak vatan denilen amaç... Gel zaman git zaman bir şeytan çarpmasıyla darmadağın oldu bu kollektif ortam.
Bu kollektif huzur ve ortak mutluluk... Meğer bu düzenin gerçek ismiydi sonradan aranacak olan ortak barış.
Eminim ayrışmaya giderken Toz duman içinde mutluluktan uzaklaşmakta olduğunu farketmiyordu yıllarca bir arada yaşamış toplumlar. Yıllar geçti aradan Bunca zaman ayrışma düzeninde mutluluk aradı ayrışmış insanlar.
Ayrışmada bir keramet mi vardı sanki. Vuruşa vuruşa kafalar Şimdi mutluluğu geride bıraktıklarını sanki anlamaya başladılar.
İnşallah anlamışlar.. Ve mutluluğu terkettikleri noktadan yeniden başlayıp kaybolan barışa tekrardan kavuşurlar.