Uzlaşma çabaları yoğunlaşırken

İlle de uzlaşma ile çözümü sağlayacağız!…
  Bu yönde kararlı olduğumuzu kanıtlamak için elimizden ne gelirse onu yapacağız.
   Gerçi çözümü engelleyen ve Kıbrıs’ın tümüne sahip olmak isteyen biz değiliz ama olsun!...
   Çözüm ve barış için adım atan biz olacağız.
   Kıbrıslı Rumlar,  Kıbrıs’ın tümünde hak talep ediyor olsa bile, Kıbrıs Türklerine ambargo ve izolasyon uygulasa dahi biz uzlaşmak için adım atmaya devam edeceğiz.
   Rumların, çözüm ve barışın önünde engel görüp değiştirilmesini istediği hususları düzeltmek için elimizden gelen her çabayı göstereceğiz.
   Çözüm ve barış yönünde Rumların şikayetlerini en aza indirgemek için gerekeni yapacağız.
   Çünkü biz barış istiyoruz. Çünkü biz çözüm istiyoruz.
   Ve Kıbrıs’ta barışın engellenemeyeceğini herkese kanıtlayarak, göstereceğiz!..
  
 
*
 
   Rumlarla birlikte ortak etkinlikler düzenleyerek çözüm ve barışın yakın olduğu mesajı vereceğiz.
   Bu mesaj verilirken, gerçi müzelerimizi Güney Kıbrıs yurttaşlarının ibadeti yönünde hizmete açmış olacağız ama olsun. Rumların şikayeti azalmış olur. Çözüm yolunda böylesi adım atılmışsa ne olmuş yani.
   Çözüm ve barış mesajı vereceğiz diye 10 Rum çocuğu için yasalarımıza aykırı bir şekilde Rum okulu açıyoruz ama olsun. Rumların şikayetini azaltmış, çözüm yolunda atmış oluyoruz ya!...
   Çözüm ve barış istediğimizi kanıtlamak için topraklarımızdaki ezan sesinin yerine çan seslerinin yükselmesini, Hıristiyanların arzularının yerine gelmesini sağlayacağız. Bunları yaptıkça çözüm ve barış istediğimiz daha iyi görülecektir.
   Ayin ile çan seslerinin, ezan sesini bastırmasını çözüm yönünde atılmış bir adım olarak değerlendireceğiz.
   Rumların topraklarımızda düzenledikleri ayinlerde, kuzeyi ele geçirme duası yapmasını, çözüm ve barışı yakınlaştırıcı adım olarak göreceğiz.
   Onlar, KKTC topraklarında, “özgürlük ve barış günlerinin yakında doğması, kuzeyde tutsak olarak değerlendirdikleri eski kilise ve manastırların faaliyete geçmesi, kuzeyde Yunan Bayrakları’nın dalgalanacağı günlerin gelmesi” yönünde dualar ederken biz bunları barışçı girişimler ve faaliyetler olarak duyuracağız.
   Uzlaşma adına onlar Kıbrıs’ı kan gölüne çeviren EOKA’nın 60’ıncı kuruluş yıldönümünü parlak törenlerle kutlamaya çalışırken, bizde Türk varlığını korumayı başaran TMT’ye kara çalınmaya devam edilecek.
 
*
 
   Çözümü ve barış yönünde atılan adımlar giderek yoğunlaşıyor. Böylece her geçen gün çözüm ve barışa biraz daha yaklaşıyoruz.
   Bu çerçevede ambargo ve izolasyonların daha da sıklaştırılması için girişimde bulunulmaktadır.
   Çözüm ve barışa daha da yaklaşılmasını sağlamak için Türklerin anlaşma olmadan toprak vermesini, Türk askerinin gitmesi gerektiğini açıklıyorlar.
   Ve bu çabalar giderek yoğunluk kazanıyor.
   Barış ve çözüm yolunda çabalar yoğunlaşırken bizde de Rum tarafında çözüm ve barış istemeyenleri ikna edeceğimiz ve çözüme yaklaştıracağımız söylenir. Ayrılıkçı olmadığımız yönünde beyanatlar verilir.
   Arzular böyle olunca, çözüm ve barış yönündeki bu tür çabalar daha da yoğunlaşır...Fakat uzlaşma olur mu?