Anlaşılan odur ki şimdiki Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ikinci dönem başkanlığı düşünmüyor.

Ben,  Akıncı’nın dövüşerek çekilme gibi bir psikoz içinde olduğunu düşünüyorum ve kiminle neden dövüşerek çekileceğini de öldür Allah anlamıyorum.

Gölge boksu yapar gibi davranıyor bir süredir.

Kardeşim atlarsın uçağa varırsın Ankara’ya ve dersin ki…

‘Hatalısınız Kıbrıs’da federasyondan başka herhangi bir çözüm şekli tarafımdan kabul edilmezdir, ben bu görevde olduğum sürece iki toplumlu, iki bölgeli, siyasal eşitliğe dayalı, dönüşümlü başkanlık dahil federasyondan başka bir açıklama yapmanız bizim aleyhimize olacaktır, yeniden böyle bir çıkış yaparsanız beni açık ve net olarak karşınızda bulursunuz.’

Elbette ki bu kadar katı ve net konuşmak diplomatik değildir o halde ‘ federasyon çözümüne ramak kaldı, sadece birkaç ay içinde bu sonuca ulaşacağız, birkaç ay ya da en çok 50 X 12 aycık daha sabrederseniz hepimizin hedefi olan federasyon sonucuna ulaşacağımıza garanti veriyorum’

Şakası bir yana ve müzakere süreci denilen 50 yıl da bir yana.

Akıncı görevde olduğu süre içerisinde sık sık tekrar ettiği cümleler arasında ‘ Rumlarda zihniyet değişikliği olmazsa çözüm olasılığı yoktur’ başta gelmektedir.

50 yılı Rumlarda zihniyet değişikliği olacak diye Akıncı beklememiştir ama Kıbrıs Türkleri topyekün beklemiştir, daha kaç 4 yıl-5 yıl beklesin ve niye, neyi beklesin.

Sayın Bay Akıncı’nın gördüğü, hissettiği bir zihniyet değişikliği varsa ufkun da ufkunda gördüğü, izah etsin bize de ki halkın da beklemek için bir tutacak dalı olsun.

Daha dün, evet düpedüz dün Kıbrıs Cumhuriyeti  Savunma Bakanı Savvas Angelidis kelimesi kelimesine’ uluslar arası hukuka, AB ilke ve değerlerine dayalı, bizi garantilerden, müdahale hakkından ve Türk askeri varlığından kurtaracak, gerçekten bağımsız ve egemen bir devleti gündeme getirecek bir çözüm’ dedi.

Sayın Bay Başkan bu paragrafın neresinde, hayali olmayan tamamen gerçekçi bulduğunuz federasyon anlamı çıkarıyorsunuz.

Hiçbir itirazım olmayabilir,  hayal ettiğin çözümü bizlere değil Kıbrıs Elenlerine kabul ettirebilme çabalarına.

Ama bakıyorum da Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı ile muhatabın Cumhurbaşkanı Anastasiedes’in Fransa ile yaptığı askeri işbirliği ve Fransa’ya askeri üs verme anlaşmalarına karşı ses çıkarmazken, KKTC Dışişleri Bakanı ile KKTC Başbakanı’nın, üstelik daha önce sizin de dillendirdiğiniz ‘AB çatısı altında iki devlet dahil olmak üzere farklı görüşler’ sözleri karşısında celâlleniyorsun.

Az dur düşün, federasyon yıllardır bizim tezimiz, santim yanaşmayan da Kıbrıs Elenleri.

Dünden federasyona razı olan, onu isteyen bizi değil, muhatabın olan Anastasiedes i ikna etmektir halkın sana verdiği görev.

Şunun şurasında 10 ayın kaldı ya federasyonu kabul ettir Anastasiedes’e ve çöz ya da sus ve 10 ayın geçmesini bekle.