Ne kadar çok gencimiz var ada dışında hiç düşündünüz mü?   Özellikle Amerika veya İngiltere’ye burslu olarak eğitime giden gençler, orada kendilerine yeni bir dünya yaratırlar.  Üniversite hayatları çok renkli geçer.  Tabii ki bu Kıbrıslı öğrencilerin üniversitede edinmiş oldukları yabancı öğrencilerle sıcak ilişki ve dostluklarında, kendilerini ve karşılarındakini birbirlerine anlatarak dünyadaki yerlerini saptamış olurlar.
Üniversite çağlarında edinilen dostluklar çok güçlü olur.  O bağlamda ada dışında yaşayan gençlerimizin birer elçimiz veya bizim temsilcimiz olduklarını kabul etmek lazım.
Geçmiş memuriyet hayatımda bazı şeyler geliyor aklıma.  O dönemlerde bakanlığa başvuran Amerika ve İngiltere ünivesitelerinde okuyan gençler bakanlığa başvurarak KKTC ile ilgili broşür ve bazı kitaplar alırlardı.  O broşürlerden bol bol kendilerine verir, oradaki çalışmaları hakkında bilgi alırdık.
Ne yalan söyleyim, o gençlerden koltuklarım kabarırdı diyebilirim.  Gençler bize oradaki lobiciliklerini, Rumların nasıl bir yapı ve hayat feslefesine sahip olduklarını, hatta çok acımasız olduklarını üniversite arkadaşlarına anlattıklarını öğrenirdik.  Tabii ki sadece turizm broşürleri değildi kendilerine verilen.  Verilen malzeme arasında ulusal mücadeleyi anlatan bazı kitaplar ve önemli belgeleri de vardı.
Böyle bir feslefe veya fikirsel yapıya sahip bençerimiz, pek çok insanımızı başaramadığı işi başarırlar.  O bağlamda bu öğrencilerin çok sağlam bir aile ahlakına  ve ulusal bilince sahip olduklarına tanık olmuştuk.;
Hatta bazılarının anlattıklarına göre eğitim gördükleri okullarda, Türkiyeli ve Kıbrıslı arkadaşları ile “Türk gecesi” düzenleyip Türk insanın nasıl bir yapıya sahip olduğunu, bunun yanında Kıbrıs Türklerinin ne büyük ambarolarla ayakta kaldıklarını ifade ederlerdi.  Tabii ki Türk insanının kültürel yapısı, örf adetleri ve yemek kültürleri de anlatılır.
KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş, bu konuda çok hassastı ve bu gençlerden yararlanmanın yollarını arar bulurdu.  Nitekim ada dışında yaşayan bazı gençleri makamında kabul ederek, onlara mücadelemizin nasıl başladığını ve nasıl gelişip bir devlet haline geldiğimizi kendilerine anlatırdı. Haliyle, “Ben gençlerimizle gurur duyarım” dediği olurdu sohbetlerimizde.
Türkiye’den Amerika veya İngiltere, Kanada veya Avustralya’ya giden pek çok genç vardır.  Bizim pozisyonumuz farklı olsa da, Türkiye’nin yükselen değerlerini onlar alantırlar üniversitedeki yabancı arkadaşlarına.
Bir de bizim Kıbrıs’taki ünivesitelere ve yabancı öğrencilere bakalım..
Şu anda demografik anlamda KKTC’nin çehresi değişmiştir.  Yollarda ve bazı iş yerlerinde pek çok zenci gence rastlarız.  Onların kimileri Pakistan’dan, kimisi Nijerya’dan, kimisi de Filistin veya diye Arap ülkelerinden gelen öğrencilerdir.
Hayat gerçekten zorduk.  O öğrenciler de tırnaklarıyla kendilerine bir hayat kurmaya çalışırlar.  Lakin bir gerçek vardır ki, kuzeyde Kıbrıs Türkleri ile tanışarak bizim davamızı da öğrenmiş oluyorlar.  Aralarında o kadar duyarlı zenci gençler vardır ki, yaşadıklarımızı araştırıp beyinlerinin zerrelerine yerleştirerek ilerideki hayatlarına bir ışık tutuyorlar.
Lobicilik, her zaman lobiciliktir.  İster Amerika, ister İngiltere, isterse Kıbrıs’ta olsun.  Ada dışındaki öğrencilerimiz yabancılara davamızı anlatırlarken, şu anda üniversitelerimizde birlikte öğrenim görmekte olan yabancı öğrencilerle Türk öğrencilerin, o lobiciliğin birer parçası olduklarını düşünüyorum.
Buna karşın gerçeği de göz ardı etmemek lazım.  Özellikle Rumlar lobicilik alanında çok başarılıdırlar ve girmedikleri delik dirsek kalmaz kendi savları için.  İşte o anlamda bizim ada dışında okuyan gençlerimize çok iş düşmektedir diyorum.
O, bir boşluğu doldurmaktır esasında.  Bizim siyasilerimizin başaramadıklarını onlar yapıyorlar.
Lobiciliğin bir başka ismi, bana göre “fısıltı gazetesidir” diyebilirim.  Uluslararası toplantılarda yabancı delegasyonlarla teke tek konuşmak en etkili lobiciliktir.  O bir etkileşimdir.  Lobicilik yapılırken de, hiç yalan söylemeyecek ve gerçeklere dayanarak konuşacaksınız.  Yani bir diğer deyişle inandırıcılığınızı ortaya koyacaksınız. Aksi takdirde yapmış olduğunuz propaganda, hiçbir etki göstermez.
Hatırlayacaksınız... İngiltere’de Kıbrıs Türk Dosları diye bir kuruluş vardır.  O kuruluşta gerçek Türk dostu parlamentler ve siyasiler vardır.  Sanırım o dernek veya kuruluş, hala da faaliyetlerini sürdürüyorlar.
Kısacası lobicilik bir sanattır ve kendi ulusal çıkarlarınızın da en önemli parçasıdır. O nedenle “Gençlerimize çok görevler düşüyor” diyorum, sözlerimi bitirirken.