Siyaset kurumlarına karşı teyakkuz halinde olmalıdır oy verenler.

Vermeyenler daha da çok.

Siyasetin kurumları ve bir kaçı özel,  gerisinin tümü tüzel olan kişiler halkın ve hayatın sorunlarına karşı bırakın teyakkuz halinde olmayı, kafasını çevirip de bakar durumda bile olmadığına göre,  oy vericiler teyakkuz, vermeyenler de alârm durumunda olmalı.

Yaşı oy verme yaşına gelmeyenlerin, ve canlı oldukları halde oy vermek gibi bir işlevi olmayan ağaçlar, otlar çitler, çiçekler, rüzgârlar dağlar sular, kediler köpekler, keklikler turaçlar, kirpiler tilkiler, alizavralar  mişavrolar ve cırlavıkların haklarını ve hayatlarını koruyabilmek adına kırmızı alârmdadır hayatımız.

Yok hayır,  ben partimin militanıyım, ya da bizi TC veya KC, AB  kurtaracak diyenlerdenseniz yan gelip yatın, burnunuz kaşındığında AB yüksek komiseri gelir kaşır sanısı, sanrısı ile.

Balık çürümeye başlayınca koku baştan duyulmaya başlar ama…

Balığın başına, tek başına suç atacak konumu çoktan geçtik.

Balık baştan ayağa koktu.

Tuz vurmak boyun borcu.

Denenmemiş siyasi parti ve görüş kalmadı, sorunlar çözülmesi bir yana katmerleniyor.

Oy alanlar evet suçlu da ; verenler de alanların alkışçısı değil mi.

Siyasi partiyi seçmen gözü ile değerlendirme zamanları seçim önceleri değil, iki seçim arasında geçen 4 yıllık dönemdir.

Siyasi parti olarak kendilerini kabul ve ilan eden tüzel kişiliklerle,  iki seçim arasında özel kişi olarak yaşayıp da,  oy verdiği partisine dümdüz girenler, iş seçim propaganda dönemine geldiğinde  başkalaşım geçirerek özel kişler olmaktan çıkıp,  oy verdikleri tüzel kişiliğin üniformasını giyince tüzel olup tıpış tıpış oycuklarını veriyorlar, sağda, solda, ortada, köşede bucakta.

Sonuç mu.

Dört yıl uyku sonra halüsünasyon dönemi ve…

Ve, ver kurtulayım demek için, al da kurtul diyecek TC, KC, AB, UBP, CTP, HP, DP, TDP hatta az sayıda da olsa AKEL arama.

Gökyüzüne bakın, suya bakın, rüzgâra ve otlara hepsi ama hepsi kendine yetiyor.