Kav ve çakmak taşı
Umudun mihenk taşı
Göğsü diyordu bir ses
Kırlangıç değip suya başlatıp depremi
Geçiyordu kendinden
Ermek için menzile
Ve menzil
Uzaktı binyıllarca
Yakıp kendini
Yakın etti ırağı.
Ah dedi bir
Acı ve hüzünle dokuyup
Kendini örtüyordu üstüne toprağın
Binbir nakışlı yorgan olup uyarıyordu
Çocuğunu umudun
Kalk diyordu
Kelâm
kalk
Ve düş yoluna aşkın ve ateşin
Hüzün ki odur elde kalan nice yorulmadan sonra.

Yorul ve kon dalıma
Ağacım ben

 

Hu
Der bir ve daldırıp buluttan
Örmüş elini suyun rahmine çeker çıkarır
Harcını toprağın
Yüreğinden.
Devşirmek için hasadını emeğin kederin ve acının
Sevince
Hu der
Ve sürer sürgününü ezelden ebede
Döker yaprağını kuşların sesiyle sesler de
Şarkısını Lillth sesiyle eser
Kulağına yeni doğanların
Bu der
Sabırdır tevekkül ve ateş
Bu dağdır kavuşmak için rüzgâra bu da ağaç
Yedi kat dibinden yerin
Varmak için menzile

 

Ağacım ben

Sen de su