Bizim KKTC entellerinin benzerleri her halde Türkiye’de de vardır ki, yağmuru rüzgârı bol olsun sevgili Uğur Mumcu ‘ bilgisi olmayanın fikri olmaz-olmamalı’ demişti.
Kıbrıs adasının yakın tarihi konusu, Kıbrıs türk entellerinin nerdeyse hiç bilgiye önem vermediği konuların başında gelmektedir.
Sağda solda entellik edenlerin, 1912 Hamit Mandrez olayları diye bişey duyduklarında dut yemiş bülbüle dönmeleri bundandır.
Daha 1878 yılında adaya sömürgeci ingilizlerin gelmesi ile başlayan direniş tarihimizi 1950 lere kadar yok sayarak, direnişimizi Denktaş- Dr Küçük – TMT  ile başlatmaya pek meraklı sağcı enteller ile, Kıbrıs adasında olup biten her şeyi, rumların şövenizmini, ‘megal- i idea yok sayarak’ emperyalizme bağlayarak, başta Akel ve Makarios’un bağımsızlıkçı olduğuna ve Kıbrıs türk halkının direnişini ‘ingilizin-emperyalizmin oyununa gelmek, maşası olmak’ diye damgalamaya çok hevesli solcu enteller, öyle bir gürültü çıkarmaktadırlar ki, bilgisizliklerini bu gürültü ile kapatmak konusunda bir hayli yol katettiler.
Sol entellerimiz, ENOSİS plebisiti denen büyük günahın fikir babası ve baş tetikçi ve teşvikçisinin AKEL olduğunu bilmez iken ( neden mi bilmez, çünkü okumaz ve hatta okumadan bilen olduğundan ) sağ entellerimiz de, ingiliz sömürge idaresine ve  elenlerin ENOSİS davalarına karşı direnişimizin öncülerinin Kıbrıs türk işçileri- solculuğu olduğu gerçeğini, hamasetten başka bişeye önem vermedikleri için bilmezler
Öncesi de vardır elbet, ben bu yazıda 1931 de yayın hayatına başlayan ‘Masum Millet’ gaztesi ile yetinecem şimdilik..
Daha ilk sayısında ‘’Gazetemiz vasita-i maişet olmak üzere intişar edecek değildir; milletin, memleketin zaruret ve sefaletini görerek çareler bulmayı düşünen alâkadar müteffekirlerle teşrik-i mesai edecektir.
Memleketin bugünkü fakr u zaruretini hazırlayanlar, mes’ ul olanlar, meçhul değillerdir. Mes’ulleri elli seneden beri gelip geçen ve elveym liderlerimizdir….Bu hükümet hürriyet-i, matbuatı hürriyet –i hareketi, kelâmı tahdit değil zincirbent eyledi. Lisanımıza müdahale etti….. Türkler Kıbrıs’a fatih olarak ikiyüz bin can telef ederek geldikleri halde, muhterem rum  vatan kardaşlarımıza esir nazarıyla bakmadılar. Derhal kendilerine hürriyet verdiler, fakir aldılar, zengin terk eylediler; lisanlarına, adetlerine müdahale eylemediler; imtiyazat-ı mezhebiye bahşettiler, hizmet –i askeriyeden muaf tuttular….’’.( yazının bütünü Kıbrıslı Türklerin Siyasi Tarihi 1930-1960 Ahmet An  sayfa 12-13)
Bu satırların devamında da ingiliz dönemindeki Türk idareciler gündeme gelmektedir.
Bu arada 1930 lardan- 40 lardan başlayarak işçi hakları için PEO ve AKEL de örgütlenen türk işçilerinin de, AKEL ve PEO nun enosisçi politikalara meyletmesi ve hatta öncülüğüne soyunması da Kıbrıs türk işçileri tarafından reddedilimiş ve işçilerimiz bir süre bu örgütler içerisinde enosise karşı direnilmiş ve fakat başarılı olamıyacaklarını anlayınca da ayrılarak türk işçi örgütlerini kurmuşalardır.
Bu da bir başka yazımın konusu olacaktır. Okumak insanlaşmanın ilk 
adımıdır. Bilgi doğumla gelmez.