Kıdemli yargıç Tacan Reynar’ın aniden istifası ülkede deprem yaratırken, yapılan açıklamalar da kafalarda bir sürü soru işareti oluşturdu.
Ben şahsen şu soruyu soruyorum!

 “Bir yargıç durduk yerde neden istifa eder?”
Bu istifanın ardından Tacan Reynar’ın yaptığı açıklamalar, hayli ilginçtir.  Ne demiş Tacan Reynar?
 “Kurulu düzen dediğimiz şeyi sadece yargı erki olarak algılamaya çalışanlar yanılıyorlar.  Açık açık söyleyelim, anlamayanlar anlasın.  Kıbrıs’ın kuzeyinde tüm kurulu düzen!  Yazacağız.”
Bana göre Reynar’ın bu açıklaması biraz da soyuta kaçtı.  Söylemek istediği, düzene karşı tepki olarak algılansa da, bu istifanın altında yatan çok başka ama çok önemli nedenler vardır.  Reynar şu anda ifade ettiğimiz “çok önemli” şeyleri açıklayacak durumda değil veya kaçınmaktadır.
 “Kıbrıs’ın kuzeyinde kurulu düzene tepki” ne demek?
Devletin bütün kurumları çökmüş mü? Veya herşey yozlaştı mı? 
Bunlar tartışılması gereken şeylerdir.  O nedenle kuruların yanında yaşların da yanması, herhalde haksızlık olur.
Gerçekten düşündünüz mü?
Bir yargıç durduk yerde neden istifa eder?
Hiç de kolay değildir bir yargıcın kıdem kazanması ve artık adalet basamaklarını hızla tırmanması. 
Yüksek Mahkeme Başkanı Tacan Reynar’ın açıklamalarına, o da bir açıklama getirdi.
YİM Başkanı Narin Şefik’in, “Tacan Reynar geçtiğimiz yaz ayında dil kursu için Kanada’ya gittiğini, dönüşünde de bana Kanada’da doktora yapmak için oraya yerleşeceğini söyledi” ifadeleri, Tacan için bir ideal olabilir.
Veya şu soruyu soralım!

 “Sizce Tacan Reynar gerçekten bu önemli mevkiyi elinin tersi ile iterek Kanada’ya mı gidecek?”
Bana pek inandırıcı gelmedi.  Hem Kanada’ya yerleştikten sonraki hayatı nasıl biçimlenecek ve aradığını bulabilecek mi?
Yani yeni bir düzenin kurulması meselesi...
Herşey bir yana...

Bence Tacan Reynar, meslek hayatınde çok önemli bir veya birkaç davada verdiği veya vereceği kararlarda bazı kişi veya kişilerce tehdit edilmiş olabilir.  Ama Reynar bunu söyleyemiyor.  Onu istifaya iten sebep Kanada’ya yerleşme kararı değildir bence.  Gerçek buradadır diye düşünüyorum.
O zaman sözünü ettiğimiz varsayımları yorumlayalım.
Gerçekten böylesine bir yargı makamını işgal eden bir yargıç, tehdit ve şantajlar altında kesinlikle çalışamaz.  Göreceği davalarda bir yagıç her zaman vicdanı ön planda olmak kaydıyla, devletin yasalarını uygulamakla yükümlüdür.  Şayet bir zanlının davasını görürken, evinin telefonlarına veya bireysel temaslarda gizli tehditler alırsa, ki bunun adı ölüm korkusudur, o zaman bu işi neden yapsın?
Tacan Reynar, herhalde yargı makamlarında bulunan ve istifanın eşiğine gelen nice yargıçtan birisidir.  Diğer yargıçlar ne yapacaklar?

Bazı insanlar hayatlarında yaşadıkları çok önemli olayları defterlerine not olarak düşerler, sonra da bir kitap yazmaya başlarlar.  Herhalde Tacan Reynar da artık gerçeklerin kitabını yazmaya başlayacak.  İşin en önemli tarafı, Tacan Reynar’ın o kitabın sayfalarına neler yazacağıdır.
O anlamda bazı şeyler gününde yazılamadığı gibi, saklanması da mümkün.  Belki bir devlet otoritesini sarsacak şeyler yazılacak kitaba.  Belki zem ve kadih davası yememek için şimdilik susacaktır.  Sanırım bazı gerçekler, hiçbir zaman gününde yazılmayan ve açıklanamayan gerçeklerdir.  Ama bir gün mutlaka yazılır ve o yazılanlar de çok ses getirir.  Hatta o yazılanları okuyanlar, “Vay be!  Demek Tacan Reynar bunun için istifa etmiş” diyeceklerdir.
Artık beklemekten başka çaremiz yoktur.  Kısacası Tacan Reynar gibi değerli bir yargıcın hukuk ve adalet sisteminden kopması veya koparılması çok acı oldu.

Önemli olan nedir bilir misiniz?  Adaletin içinde adaletsiz yaşamak. Öyle değil mi sevgili okurlarım?