Bugünlerde biraz sıkıntılıyım. Nedeni de veremediğim bir yanıt.
“Görüşme sürecinde bize bırakılan topraklar ne kadar?”
Bilsem hemen söyleyeceğim, ama o yanıtı bulmak hiç de kolay değil.
Bir değeri de bunca kaç-göç niye?
Yoksa halka hiçbir şey söylenmeyecek mi?
Yoksa bilgi sahipleri halka gerekli açıklamaları yapmaman mı sandığa gideceğiz?
Efendim Rumlara verilmesi öngörülen topraklarla ilgili harita neden bir sır gibi saklanıyor?
Neden sözde verilecek topraklarda oturanlarla konuşulmuyor?
Neden evinden barkından olacaklara görüşü sorulmuyor?
Bir anımsatmakta yarar var: Güney göçmenler arasında bir kez göç edenler çok kazançlı. Onlar toputopu herşeyini bir kez kaybetti. Bir kısmı ilk göçü daha 1958’de yaşadı. Tıpkı Sayın Yorgancıoğlu ve Ailesi’nin Lemba’dan tam üç kez göç etmesi gibi.Bir kısmıhem 63’de hem de 74’de göçe zorlanmıştı.
Şimdi kesin ve son kez yeni bir dönemecin başındayız.
Ya Avrupa denizine, küçük bir damla gibi düşüp, onun sularına karışıp gidecek, içinde eriyip yokolacağız.
Ya da Türkiye ile omuz omuza yolumuza devam edeceğiz.
Rum gazetelerinde Türkleri nasıl bir gelecek beklediği yazıyor. Rum politikacılar EOKA döneminin insanları değil. Türkleri de pek tanımıyor. Ama içlerindeki kin ve intikam duyguları tüm çıplaklığı ile ortada. Talat’a bile saldırıyorlar.

***

Son zamanlarda birçok Avrupa ülkesi emeklilik yaşını 65’ten 67’ye yükseltmeyi düşünüyor.
Bütün sosyal reformlarda öncü olan Kuzey ülkeleri ise emeklilik yaşını 67’den 69’a çıkartmakla meşgul. Nedeni de uzun ömürlü yaşamların emeklilik fonlarını eriyip bitirmeye başlamış olması.
Amaç, üretimden uzaklaşan insanların daha bir süre aramızda kaldıktan sonra sessizce aramızdan ayrılmasının koşullarını yaratmak.
Aslında asıl “Emeklilik Sorunu” fonlarla biriken paranın dağıtılması değil, o fonlardaki paranın erimemesi. Yoksa insanlar onca milyar avroyu nereden bulup, kime ne kadar ödeme yapılacağını ve o paranın kendisinden de sonra gelenlere yeteceğini nereden bilsin?

***

Efendim, insanlarımız mesleki açıdan en birikimli olduğu 60 yaşında emekliye çıkartılıyor. Neden? Ülkede birkaç yeni mezun Tıp Fakültesi mezununa iş verebilmek için yaşlıları devre dışı bırakmak işsizliğe çözüm mü?
Emekli olan 60 yaşındaki doktora devlethemen hemen aynı maaşı veriyor. Devlet emekliye de veya onun yerine çalışmaya başlayana da aynı maaşı veriyorsa, yasada bir değişikliğe gidilerek emekliye çıkma yaşı yükseltilemez mi?
Efendim beni asıl düşündüren konulardan biri, yüksek emekli maaş alan Müsteşar, Hakim, Başsavcı, Polis müdürü ve GKK mensuplarına ödenecek maaşlarını parça devlet mi, yoksa ortaklık Cumhuriyeti’nin mi ödeyeceği oluyor. Öyle ya, bizdeki emekli maaşlarına Avrupa’da pek az ülke kendi emeklisine ya veriyor, ya vermiyor. Üstelik AB ülkelerinde bireyin cebine giren her Avro’dan vergi alınırken.
Düşünüyorum da emekli Vergi Müdürü Göksel Saydam bu satırları okuduğunda kimbilir ne kadar üzülür! O emekli memurlardan vergi alınamayacağını söylemiş, Yüksek Hakimler Kurulu da Sayın Saydam’ı haklı bulmuştu. Ben şahsen hakimlerimizin kendi emekliliklerinde alacağı parayı düşünerek böyle bir karar aldıklarını düşünmüyorum. Ama aynı zamanda “Kazanılmış Haklar” içi boş bir laf salatası olduğunu biliyorum. Sen sırf vergisiz maaş çekesin diye, olmayan bir paranın gelecek kuşaklara ödetilmesinin doğru olmadığına inanıyorum. Ayda bdört binin üstünde emekli maaş alandan vergi kesilmeli. Elde edilecek bu para üç çocuk sahibi ailelere verilmeli ki, aileler hem çocuk yapıp hem de madur olmasın.

***

Son olarak beni endişeye sevk eden bir başka gelişme de yüzlerce yıl boyunca Rumlarla hiç içiçe olmamış saf Türk köylerinde yaşayanlar açısından önemli bir durum var. KKTC topraklarının Rumlara verileceği söylentilerine Bakan düzeyindeki bazı DP-UG milletvekillerinin hiç tepki göstermemesineşaşıyorum. Bu kabul edilemez. DP-UG milletvekilleri öncelikle KKTC halkına karşı sorumluk duymak zorunda. Üstelik mecliste verdikleri yemine sadık kalmak durumunda. Yoksa o yeminde sadece bir şekilden mi ibaretti?
Gel arabacı gel!
Al şu Rumseverleri istedikleri yere götür.İstersen sen de orada kal.
Efendim, daha mutlu ve adil bir geleceği birlikte yaşayacağımızı biliyorum.
Saygılarımla!..