Dalından kesip limonu salataya sıkacak günleri istemediniz.
Ne mi bu şimdi.
Son on yılda satmak için yapılan konutların yüzde sekseninin boş olmasına rağmen binlerce yeni konutun apartman dairesi ya da villa türünde inşa edilmesinin nedeni ve sonucu yukarda okuduğunuz saptama.
Statüsünü parada ya da sahip olduğunu sandığı taksitle aldığı lüks otomobil ya da konutta arayan ne oldum deliliğinin normal sonucu bu. Hep beraber ağlaşırmış gibi yapıp Girne’ye, Lekoşa’ya, Mağusa’ya, doğup büyüdüğünüz evleri güle oynaya birkaç daire karşılığı müteahhitlere satıyor olmanızın vazgeçemediğiniz hafifliği bu.
Çocukluğumun Köşklü çiftliği, gerçekten köşklü bir çiftlikti.
Çocuk duyguma göre ve daha da çok o zamanların yaşam ölçütlerine göre büyükçe bir narenciye bahçesi içinde yanılmıyorsam kerpiçten yapılmış kocaman bir köşk vardı.
Biz sur içi çocukları bazan o narenciye bahçesinden portakal aşırmaya giderdik.
Bir gün bir banka zuhur etti ve içindeki köşkü ile bilinen o bahçe parsellenmeye başladı.
Sonrası mı
Aha size ağlarmış gibi yaparak tahrip ettiğiniz yok ettiğiniz bir şehir olmaktan çıkarıp kent haline getirdiğiniz Girne.
Mağusalı arkadaşlar büyük bir hassasiyet gösteriyorlar Mağusa’ya Magosa denmesine karşı ve fakat gözlerimizin önünde ve bizim de onay ve teşvikimizle Mağusa şehri kent oluyor Magosa adıyla anılmayı hak eden bir şekilde hem de.
Sevgili dostlar, orası artık sizin çocukluğunuzu yaşadığınız, kalesinde Kel Yıldıray’ın durduğu Mağusa değil ki.
Ve zaten en en Magosa’lı olmadan,’ Chelsa bir yana dünya bir yana’ diyebilir mi Galliga’nın attığı gollerle büyüyen bir MTG taraftarı.
Kendimiz edip kendimiz çekiyoruz dersem çok da yanlış bişey söylemiş olmam.
Evet hiç yarın olmayacağını zannederek yaşadık hep anı ve anı yaşarken de dünü çoktan unuttuk.
Nasıl bir hızla ve hazla terk etmiştik doğup büyüdüğümüz güzelim Lefkoşa sur içini ve nasıl da anı yaşamak için barlar cenneti yapmaya hız verdik o şehri.
Yarınımızı güzel kurmak ancak dünümüzü unutmamakla olası.