Domuz öllünüzün goca körü.

Yazıya böyle başlanmaz bilirim.

Kurulduğu günden beri ya tek başına ya da büyük ortak olarak hükümetler kuran,  zaman zaman da mecliste en büyük grupla muhalefetçilik oynayan bir parti, ekonomik protokolün son aşamasına geldik diyorsa ortada büyük bir ciddiyetsizlik vardır. Ne yapıyordunuz kırk yıl boyunca.

Bizimle dalga geçtiğini sananlar,  asıl dalgayı hükümet olduklarını sanarak kendi kendileri ile geçiyorlar.

Beri yandan,  KKTC’nin ilk siyasal partisi olanların da son 12 başbakanın 6’sını çıkarmış olmasına karşın, örneğin KKTC’inde belediyecilik nasıl olmalıdır ve ‘ BELEDİYELER REFORMU’ olarak hazırlanmış, partilileri ile ve kamu oyu ile paylaşılmış 10 sayfalık bile olsa bir metne, bir rapora, bir yasa tasarısına sahip olmaması ve fakat böyle bir çalışmasının var olduğunu yıllardır ima edip de kamu oyu ile paylaşmamış olması da bir başka dalga geçme yöntemidir.

Evet devlet kurmak, devlet olmak ciddi iştir de parti olmak gayrı ciddi midir.

Sağdan baksak devlet ağırlığını omuzlayabilecek bir parti / partiler göremeyeceğimiz gibi soldan baktığımızda da aynı durum vakidir.

Hal böyleyken seçimler niye yapılır. Niye aday olunup kazanmak için uğraşılır ve hatta kazanılır.

Bir birlerini aşağılamaları, dalga geçmeleri ve sonrasında da çoğu zaman  meyhanede birlikte eyva çekmeleri için mi siyasette bu siyasetçiler.

Siyasetçi dedim ve hemen özür diliyorum siyaset kavramından.

Demir dövene, demir bükene, demire şekil verene demirci denir, duvar örene duvarcı, karpuz satana karpuzcu, iyi de,  oldukça hatta çok iyi,  yüksek maaş alan bu bireylere niye siyasetçi diyelim ki. Siyaseten hak duvarları mı ördüler, işsizliği büküp de istihdamı mı şekillendirdiler.

1983 yılında kurulan bir devletin,  sağda veya soldaki ortadaki partileri geçen 40 yılda,  bir ekonomik planlama yapmalı değiller miydi. Yapmamışlar düşünmemişer bile.

Dilerim ki, Ekonomik ve Mali protokol anlaşması yapmak / imzalamak için gittikleri Ankara onlara,  ‘ be refikler ama siz 202 bin seçmenli devletinizde, bir ekonomik plan yapamıyorsanız, ekonomiyi nasıl düze çıkaracak da devletinizi yücelteceksiniz, yoksa siz bizimle dalga mı geçiyorsunuz’ der.

Kendilerini reforme edemeyenlerin yapacakları her hangi bir reform mümkün olmadığı gibi,  öz eleştirisin kırk yılda bir defa bile yapamayanların da eleştiri yapmaları hak değildir.

Kendinize gelin desek de faydası yok.

Seçen seçilen el ele , yolculuk nereye.

Allah kerimdir ve kerimin kuyusu da derin