Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide de, diğer özel temsilciler gibi Kıbrıs’tan ve Kıbrıs sorunundan ayrılıyor.  Bir diğer deyişle Eide, Kıbrıs sorununun eskittiği son adam olmuş oldu.
Gerçekçi olmak gerekirse Eide, Kıbrıs sorununun geldiği son noktaya kadar çok büyük emekler verdi ve çok da büyük sıkıntılar yaşadı.
Zaman zaman Eide’yi neye benzetirdiğim bilir misiniz?
İki hasım mevzilerinin arasında kalıp da yaylım ateşine tutulan askere...
Gerçekten de bu görev, sanıldığı kadar kolay değildir.  Bugüne kadar kaç tane Kıbrıs Özel Danışman eskitti Kıbrıs sorunu, onu düşünüyorum.  Sadece Özel Danışman değildir eskiyen.  BM Genel Sekreterleri de eskiyenler kervanında kocaman bir zinciri oluştururlar.  Kıbrıs sorunu başladığında BM Genel Sekreteri U Thant’tı.  Şimdi de Guterres son Genel Sekreter olarak görevine devam ediyor.
Kıbrıs sorununun beşli görüşmeler noktasına gelmesinde hiç şüphe yok ki Eide’nin çok büyük emeği ve rolü vardır.  Rumların ENOSİS Plebisiti konusunda yaşadığı stresi gözlerimizle gördük.  Bir de görünmez gibi görünen ama doğru algılanabilen bir başka husus vardır ki, Eide ifade etmese de, Kıbrıs sorununda çözümsüzlüğün en büyük mimarının Rumlar olduğu mesajını vermesiydi.  
Zaman zaman Eide gerçekçi bir tavır içine girse, diğer BM Genel Sekreteri Özel Danışmanları gibi, adeta “İstenmeyen adam” ilan edildi.  Hatta Rum basınında çıkan bazı haberlerden öğrenmişiz Eide’nin Rumlar tarafından istenmeyen adam ilan edilmesini.
Ve şu anda düşünüyorum...  Herhalde Eide de zaman zaman BM Genel Sekreter ve sekreterleri ile bir araya gelişinde sorunun tartışılmasında, gayet objektif ve Rumların uzlaşmazlığına ciddi şekilde değinmiş ama o değinmeler hep kapalı kapılar arkasında kalmıştır. Belki de o görüşmelerde BM Güvenlik Konseyi’nin 4 Mart 1964 kararına da değinerek, o kararın Kıbrıs meselesinde en çözülmez düğüm rolü oynadığına da atıfta bulunmuşlardır.
Gerçek o değil mi?
Şayet BM Güvenlik Konseyi 4 Mart 1964 kararını almasa ve bunca uzun yıl tek taraflı ve tek yanlı Rumları “Kıbrıs Cumhuriyeti” kimliği ile tanımasalar, Kıbrıs sorunu bu kadar uzamaz ve Rumların da aklı başına gelirdi.
Lakin o günün mutlaka ama mutlaka gerçekleşeceğini de düşünüyorum.
Şimdi Sayın Eide’ye soruyorum!
“Sayın Eide, bundan sonraki hayatınızda sakin kafayla bir Kıbrıs kitabı ve anılarınızı yazacak mısınız?”
Evet bu soruyu sorarken de bir başka soruyu da ekliyorum!
“Sayın Eide, lütfen elinizi vicdanınıza koyunuz ve Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünde en büyük suçlunun Rumlar olduğunu yazınız.”
Bugüne kadar gelmiş geçmiş BM Genel Sekreter ve onların Özel Danışmanları, şu veya bu şekilde kaleme aldıkları anılarında, bütün bu gerçeklere parmak basmışlardır.  O parmak basışta Rumların Türk katliamları, kaybolan insanlarımız, on bir yıllı getto hayatımız, bitmeyen Rum ambargoları ve tek taraflı haksızca AB’ye alınışlarının yanlışlığı olacaktır.
Bizim beklediğimiz onun gerçekçiliği olacaktır.  Eide’ye bundan sonraki yaşantısında başarılar dilemek bizim bir görevimizdir esasında.  İnsan olarak Eide iyi bir insandı.  Kıbrıs Türkü onu her zaman saygı ile anacaktır.
Sayın Eide’nin de gönlünde yatan arslan, etkili bir politikacı olmaktır. Aslen Norveçli olan Eide’nin 11 Eylül seçimlerinde ülkesinden aday olacağı haberini öğreniyoruz.  Kendisine bu seçimde başarılar dileriz.  Katılacağı parti tek başına iktidara gelirse, Eide yeni dönemde kesinlikle bakan görevine getirilecektir.  Hatta büyük olasılıkla yeni Norveç Dışişleri Bakanı olabileceği ihtimali da hayli yüksektir.
Kısacası Sayın Eide’nin bir gün anılarını bir kitapta toplamasını dileriz.  Bu dileyişimiz yürektendir ve samimidir.
Yolunuz açık olsun Sayın Eide...