Küçük adamlar bir de büyük adamlar.

Büyük çok büyük çoğunluk kendini küçük adam safında var saydığı için büyük adamlar var ve küçük adamların sayısı arttıkça büyük adamların büyüklüğü artar.

Kimdir bu büyük adamlar ya da büyük kadınlar derseniz,  bunun yanıtı kendini küçük gören adamların / kadınların kime ve niye büyük adam / kadın dediğine bakacaksınız.

Köylü çiftçi rençber toprağı sürer, eker çapalar, ilaçlar sular ve üretir küçük adamdır yaptığı iş büyük olsa da.

Anlatamadım ki ona, büyük işi / esas işi o yaptığı halde ülkenin tarım bakanına hiçbir bir iş yapmamasına karşın büyük adam muamelesi yapıyor olmasındaki dehşet verici yanlışlığı.

Mühendisler makinistler, zenaatçılar işçiler işler, dövünür ter içinde kalır ücretini alır ve o küçük bir adamdır kendisi gibi emeği ile gün işleyip günü birlik karnının doyuranların indinde ve daha kötüsü kendince de..

Ve fakat bir başka birey ki bunun açıkgöz olmaktır tek özelliği, ha bir de aç gözlülüğü vardır açıkgözlük ile atbaşı giden, işte o birey oy ister kapılandığı partinin aday listesine kurulup ve ne yazık ki kendilerini küçük gören adamların / kadınların ona vereceği oy vardır hem de çok vardır.

Alır oyları ve kurulur bir üst basamaktaki sandalyeye, o artık seçilmiştir ve dinine yandığım dünya düzeninde de seçilmiş olmak otomatik olarak büyük adam / büyük kadın yapar seçileni. Hele bir de bakan oldu mu, hele hele başbakan ve de cumhurbaşkanı,  büyükler arasında en mertebesine de kurulur.

İstediği kadar çalışsın çabalasın, üretsin çalışan emekçi, parsayı bakan toplar.

Ekende yoktur biçende hiç ama nutuk irat etmekte hazır ve nazırdır, çıkar kürsülere ekranlara,  meclislere ve der ki ‘ gece gündüz hep halkımı düşünerek çalıştım ve bu sene rekolte rekoru kırdık, patates üretimimiz ihracat sınırlarımızı aşacak kadardır’ ya da ‘ geceli gündüzlü çalışmalarımız sayesinde eğitimimiz muassır medeniyet sınırlarını aşmıştır ‘ veya ‘ her konuda yaptığımız fedakârca çalışmalar sayesinde ülkemizde sağlık alanında hiçbir sorun kalmamıştır’ gibi gibi nutuklar ile büyüklükten böyüklüğe atlanır.

Küçük adamlar, küçük kadınlar kendi kaderlerini ellerine almadıkları sürece bu hep böyle sürüp gidecektir.

Ve ne acıdır ki demokrasi diye höyküren büyük adamlar, küçük olduklarına ve ellerinden büyük işler gelmediğine inandırılan / inanan küçük adamlar ve küçük kadınlar sayesinde bu düzen sürüp gidecektir.

Bu gün ve yarın gazetelerde manşetler okuyacaksınız ‘ himayelerinde ve öncülüğünde’ diye başlayan.

Kabak böreği yapmak için himayeye öncülüğe gerek yoktur. Gereken şey kabak un su yağ üzüm bulgur / pirin ve beceridir.

Ve güç seçilenlerde değil seçenlerdedir, bir gün anlayıp gereğini yapacaklarını umarım.