Doğuş Derya, yine ne yaptı etti meclisteki yemin töreninde fikirsel ve bireysel bazda kamuoyunun tepkisini aldı.  Tabii ki kimsenin kabul edemediği bazı nahoş olaylar da bütün halkı üzdü.  
Doğuş Derya’nın “Faşizme karşı omuz omuza” sözleri halk arasında konuşulup  tepkilere yol açarken, eski bir mücahitle şöyle ayaküstü bu konuyu konuştuk.  O ayaküstü konuşmamızda o eski mücahit bana aynen şöyle dedi:
“Şayet ben vatanımı düşmana karşı savunmuşsam, şayet ben bayrağımı ve özgürlüğümü kazanmak için herşeyimi ortaya koymuşsam, Atatürk fikir ve düşüncelerini benimsemişsem, Anavatan’ıma olan bağlılığımı dile getirmişsem, onurum için var olmuşsam, ben faşistim arkadaş.”
Doğrusu o eski mücahit arkadaşımın söylediklerini kafamdan şöyle tarttığımda, bence tümü de doğru.  Yani bir insanın vatanı için hayatını ortaya koyması, faşistlik değil, erdem ve onurdur.  Lakin bazı kişiler faşizmi başka yönlere çekip, bu kelimeyi siyasi araç olarak kullanıyorlar maalesef.
Fanatizmle faşizmi aynı kefeye koyduğumuzda, her ikisinin de temelde, kendi felsefe ve düşüncelerindeki kalıplaşmış bir ideoloji veya bir düşünce içerir.  Lakin bugün fanatizm anlamında kullanılan “faşizm” kelimesi, çağını ve devrimini çoktan kapattı.  Hemen hemen bütün dünya insanları, insan olmayı, insan gibi yaşamayı ve sosyal adaleti benimsemiş durumda.
Mesela İkinci Dünya Savaşı’nda Hitler diktatoryasını pek çok insan, faşizm olarak nitelendirir.  Belki bana bunu sorsalar, ben de “Hitlerin yaptıkları tamamen sadistliktir” derim.
Bakınız faşizmi irdeledikçe başka başka kelimeler çıkıyor ortaya, sadistlik gibi.  Örneğin psikiyatrist ve Wilhelm Reich “Faşizmin Kitle Ruhu” adlı kitabında bakınız kullandığı ifadelerle Hitler’in başarısını (!) şu kelimelerle faşizmi nasıl tanımlamış, görünüz:
“Hitler’in başarısı, kavramlarının, bilgi öğretisinin ve programının zihinsel düzeyinin kitleye göre ayarlanmış geniş bir birey katmanının oralama yapıyla uyuşmasına bağlıdır.”
Bir başka araştırmamda, Hitler’in faşizm için şöyle bir tanımlaması vardır.
“Milletimi Yahudiliğe karşı müdafaa etmekle Allah’ın eserini müdafaa etmiş oluyorum.”
O mücahit arkadaşımın sözleri birden kafamda canlandı. Hani     “Vatanım ve bayrağım için savaşmış ve onurumu korumuşsam, ben faşistim arkadaş” demişti bana.
Şayet insani açıdan Hitler binlerce Yahudi’yi gaz odalarında katletmiş ve cesetlerini, bütün dünyanın gözü önünde büyük çukurlara atarak vatanını korumuşsa (!) ve savaş sonrasında enkaz haline gelmiş bir Almanya, acılara boğulmuş bir halk bırakmışsa, işte ben bu adama faşist demem, sadist derim arkadaş.
Şimdi gelelim kendi gerçeklerimize...
Rumlar yıllarca masum Türkleri katledip bilinmeyen çukurlarda yok etmişlerse, onbir yıl gettolarda yaşatmışsa, ve kendisinin olmayan bu toprakları kendisininmiş gibi ve de ENOSİS için kana boyamışsa, bunun adı nedir bilemem.  Acaba bu soruyu Doğuş Derya’ya sorsak nasıl yorumlar?
Kaldı ki Rumların bunca katliamları yapmışsa, 50 yıl önce öldürüp meçhul çukurlarda kalan Türklerin kemikleri bunca zaman sonra bir kemik yığını halinde bize geri dönüyor ve acılar tazeleniyorsa, bunun adın nedir acaba?  Rumların Hitlerden ne farkı vardır ki?
O zaman soruyorum Doğuş Derya ve onun gibi düşünüp, ille de “Kıbrıs’ta barış barış” diye meydanlarda çığlıklar atan kişilere, neden şu adını koyamadığımız şu sadist Rum milletine ne denir?
Bu Rumlara göre, Hitlervari “Memleketi ve halkı için” masum insanları katletmek vatanı kurtarmak mı?
Yani diyeceğim şudur.
Kimse kendini kahraman ilan etmesin!  Sahte kahramanlıklarda da elbette birileri çıkar ve yanıt verir.  O bağlamda faşizmi iyi anlamak ve çağın değişen şartlarına kendilerini adapte etmeden çığlık çığlık milliyetçi insanların yüzüne haykırarak da kahraman olunmaz.
Rusya bile artık dünyanın ahlaki değerler ve sosyal adalet ilkelerine doğru yol almış ve kendini geliştirmektedir.  Buna rağmen Doğuş Derya “Faşizme karşı omuz omuza” diyerek manşetlere malzeme oluyorsa, kendisine bir sorumuz daha olacak.
Bugünlerde dörtlü koalisyon için bir araya gelen dört partinin başkanları da faşizme karşı omuz omuza bir birlik oluşturarak geleceğe yelken mi açıyorlar?
Bence bu sözler, CTP de dahil, bütün parti başkanlarını bağlar ve zan atlında bırakır.
Daha ne diyelim ki...
Faşizmmiş, kahramanlıkmış!
Hadi canım siz de...