Öte günkü, dünkü, bu günkü ve yarınki hükümetler.

Hiç fark etmez.

Fark etmez çünkü bıçak kemiğe dayanmak üzere.

Ne dün ne bu günkü hükümetler, içinde debelendiğimiz sürekli şikayet ettiğimiz her şeyin tek sorumlusu değildir.

Federe devletten bu yana 41. Hüketimiz kuruldu, kuruluyor.

Gelip geçen 40 hükümet ile denenmemiş siyasi parti ve ünlü siyasetçi kalmamıştır.

Peyak bankasından, KTHY nin, Eti’nin, Sanayi Holding’in batırılması gibi daha nicesini sağcısından, solcusuna denediğimiz hükümetler dönemlerinde yaşadık.

Bunların batırılmasında o dönem hükümetlerinin yanlış politikaları olduğu kadar, bu yanlışları alkışlayan seçmenlerin de rolü az değildir.

Tartışma heveslisi olup da konunun üstüne nağra atarak,  ‘ biz solcuyuz be bay’ ya da ‘ biz milliyetçiyiz ağam’ diye tartışma başlatacak olan çıkarsa,  onların solcusuna ! KTHY  ve sağcısına da Sanayi Holding’ diyerek güler geçerim ben.

Hükümetin önündeki en acil mesele mal tazmin komisyonu meselesidir ve buna paralel olarak, imzalanacak mali protoklün özellikle gençlerin istihdamı konusunda yol açıcı şekilde uygulanabilmesidir.

Açık ve nettir ki 68 yaşına gelmiş  benim ilkokul, ortaokul ve lisede okuduğum şeylerin,  bu gün halâ çocuk ve genç insanlarımıza ders olarak okutulmaktan vaz geçilerek günün ve yarının gereği olan bilgi ve becerilerin, bunlara paralel olarak da memleket ve tabiat sevgisinin, insanlar arasında dayanışma ve dostluğun, merhamet ve şevkatin, yurtseverliğin, ders haline getirilirek okutulmasını öğretilmesini sağlayabilecek bir eğitim politikası üzerine kafa yormak, tartışmak ve yepyeni çağdaş bir eğitim politikasını hayata geçirmek hükümetin acil ve asli görevlerinin başında gelmektedir..

Kuraklık ve doğrudan teşvik gibi yanlışlardan vazgeçilerek,  tarım ve hayvancılığın çeşitlenmesi de yeni hükümetin önünde durmaktadır.

Lâfazanlıla yol kat edilmediğini yıllarımıza yayılan sağ ve sol hamaset nutuklarından görmüş olmalıyız.

Verimlilik verimliliktir ve hiçbir hamaset bir torba buğday, arpa,  hele de gülen yüzler kadar değerli değildir

Tufan Erhürman hükümeti bir fark yaratıyordu, kendi partisinin içinden bazıları da dahil, dayanamadılar hükümetin başarılı olma ihtimaline.

Aman dikkat