Gönüllü olarak bir araya gelen halkın / halkların oluşturduğu çeşitli örgütlenmeler vardır, bu örgütlenmelerin en üst düzeyde olanına devlet diyoruz.

Devlet örgütlenmesi halkın gündelik işlerinin organize edilerek kolayca ve doğru yapılması ile halkın uzun vadeli yaşamının, ihtiyaçlarının ön görülmesi ve planlanması görevi ile de yükümlüdür.

Devletin bu vaz geçilemez görevleri seçimlerle göreve getirilen hükümetler ve hükümette yer alacak kadar oy alamadıkları için muhalefet diye adlandırdığımız partili seçilmişlerin yönlendirmesi ve de liyakat gözetilerek oluşan / oluşturulan bürokratlar eliyle yürütülür.

Bu klasikleşmiş bir devlet / devlet işleri tanımlamasıdır.

Yeterince oy almamış partilere muhalefet diyoruz ama bir de gerçek anlamda muhalif tavır / muhalif düşünce biçimi de vardır ki bu muhalifliğin seçimle, iktidar olmakla, oy istemekle işi olmaz / olmaması gerekir.

Nedir devletin öncelikleri, bu güne kadar önemsemesek de devletlerin öncelikleri vardır / olması gerekir.

Öncelikler sıralaması yapmayan / yapamayan / bile isteye yapmayan devlet yönetim erkinde anayasa dışına düşmek kaçınılmazdır, nitekim biz de geçmiş ve şimdiki hükümetlerin ellerinde / icraatlarıyla anayasa dışına düşülmüştür / düşülmektedir.

Anayasaların belki de en hayati ve acil işlevleri öncelikler sıralaması yapıp bunu devletin, hükümetlerin önüne boyun borcu olarak koymasıdır.

Beslenme, konut edinme, sağlıklı bir yaşam sürdürme, öğrenme, anlama, düşünme ve düşündüğünü söyleme hak ve sorumluluklarının anayasalarda yer alması ve güvence ile korunması kafiye olsun diye değil, hükümetler eli ile devlet aygıtının sağlıklı çalışabilmesi içindir.

Biz bunu sağlayabildik mi.

Bunu sağlayabilmiş olsaydık bu günkü hastalıklı durum olmazdı.

Nedir devleti yönetmekle erklendirilmiş partilerin öncelik sıralaması diye bir soru can yakıcı bir şekilde önümüzde durmaktadır.

Okula giden öğrencinin hayati önceliği derslerini dikkatle dinlemek sınıfını geçmektir.

Anne babaların öncelik sıralamasında, varsa çocukları onların iyi ve sorumluluk sahibi dostluğu dayanışmayı sevgi saygıyı bilen yetişkinler olmalarını sağlamaktır.

Nedir öğretmenlerin önceliği, mühendislerin doktorların, makinistlerin badanacıların öncelikleri.

Kendi kişisel önceliğinin bilincinde olan her bir insan hükümete dönerek beyler  hanımlar nedir sizin hükümet olarak önceliğiniz diye sorma, bazen de kızgınlıkla ve cezalandıracağını, seçimler yolu ile cezalandıracağını ima ederek sorma hakkı vardır.

Şimdi sorunumuz ve sorum şu.

Kişisel önceliklerini bilen ve gereğini yerine getiren kaç kişimiz var ve daha önemlisi hükümetler ve hükümet olacak kadar oy alamayanlar (  ki ilk seçimde  hükümet olma ihtimalleri hiç olmadığı kadar yüksektir ) nedir sizin öncelikler sıralamanız.

Kaynatacak tavuğu olmayanların düdüklüsünden, seramiğine kadar çeşit türlü tencere seti olması öncelikler sıralamasında sınıfta kalındığının hatta tasdikname alındığının kanıtı değil midir.