Pek çok insan söyler de Hakan Şükür’den hatırlıyalım.

‘Büyüklerim bilir’

Hakan Şükür deyip de geçmeyin ha.

Akademi Kıbrıs’ın reyting ve rant kapısı olduğu günlerde,  anlı şanlı yazıcı ve demokrasici profesyonellerinin Hakan Şükür’ü seminer ve konferans vermek üzere- akıl satsın diye Kıbrıs’a davet ettikleri de hatırlardadır.

Hani ‘ ha tenis kursu, ha kuran kursu’ demişti ya bir siyasa bezirgânı işte o zamanlardı.

Büyüklerimiz bilire dönelim.

Büyükler bilir lafazanlığı ile  ilk karşılaşması çocukluğunda olur insanın. Kimi buna boyun eğip itaatkâr ( itaat edince kâr edeceğine inanan) olur kimi de hadi be sende deyip, büyüklerin çok da şey olmadığını sezmiş olmanın haylazlığı ile öğrenmeye bilmeye durur.

Öğretmenlerin,  büyüklerimiz bilir lâkırdısına kurban olup da itaatkâr olmadıklarını söylemeyin.

Söylemeyin çünkü ; köylerimizin okulsuzlaştırılması ve böylece köy ve köylülüğün hatta köycülüğün ayvayı yemesi,  öğretmenler tarafından o zamanların büyüğü olduğuna hem vallahi hem billahi inanılan Bakan beyin ‘ merkezileşeceğiz, böylece eğitimimiz çağ değil çağlar atlayacak’ safsatasının bir bilen, büyüğümüz bir bilen buyurdu vardır bir hikmeti peşin kabulü ile başladı.

Öğretmenlerin bir büyüğü vardı  ve öğretmenleri de öğrencilerin ve köylülerin  büyüğü olduğu için sanki de bin yıl öncesi de böyleymiş gibi okulsuz köyler alışkanlığımız haline geldi.

Sonuçları mı.

Halâ daha kabullenmiyor o günün büyüğü ve onu büyük görenler, yaptıklarının nasıl vahim yanlış olduğunu ve bedelini nasıl da yitip giden köy hayatı ve nesiller ile ödediğimizi.

Bu gün de geçerliğini sürdürüyor ‘ büyüklerimiz bilir’ safsatası.

Ben sıradan bir memurum inisiyatifim yoktur, amirim ki büyüğümdür o bilir, o yap derse ben- biz yaparız yaklaşımları tam da bu sakatlaşmanın göstergesidir.

Sen mimarlık eğitimi almışsan örneğin,  belediye başkanın bayındır bir şehir hakkındaki görüşleri, senin görüşlerinden nasıl olur da önemli olur.

O oy almıştır sen ise bayındır bir şehir eğitimi almışsın, oy almanın kişiyi bilgili yaptığı tarih boyunca görülmemiştir.

Ha kimi ülkelerde,  kimi zaman bilgili olduğu için oy alanlar elbette ki olmuştur da burası oralardan ve bu zaman o zamanlardan değildir.

Nasıl yaşanacağına, ve karşılaştığınız sorunların nasıl aşılacağını ‘ büyüklerimiz bilir’e bırakırsanız.

Sonuç hayatınız