Paris’te Eyfel Kulesi var. Yok mu, var. Niye Lefkoşa da, Mağusa da yok diye sordum kendi kendime. Niyesini düşünürken ben, badem ağacı geldi dile. Paris’in kaç evinde enginar var ya, babutsa nar. Londra’da Big Ben var Thames nehri var , bizde İskele’de Lefke’de niye olmasın. Barcelona ile Messi niye eksik kalsın bizde. Mamur ettin Dikilitaş’ı, MTG’yi, Aydın’ı Erdinç’i, diye dile geldi bu defa nar ağacı. Moda ne varsa, bizde de olmalı diye bir entel takıntının peşinden sürüklenip gidiyor siyasetin ve san-at ın, kitle kültürünün esnafı. Sadece kendileri ile kalsalar dert değil de moda işte sirayet edip virütik gibi yayılıyor. ‘Milli Olimpiyat Komite’ miz var misal olarak, ve dahi 4.hakemimiz,  3 hakemin ücretini ödemek için çalmadık kapı bırakmayan ve fakat yabancı futbolcu transfer etme modasından da geri durmayan külüp  yöneticilerine ve taraftarlarına gel de anlat ki burası KKTC ve bu bir oyun. Kalkıp video hakem talep ederslerse kahkahlarıma kahkahalar eklerim bu oyun adına ama şaşırmam. Şaşırmam çünkü otobüsleri bile var artık, Girne’den Manchester City deplasmanına gitmek için. Kendimce sorguluyorum, bu kadar çok bar-cafebar,meyhane-restorantmeyhane hangi ihtiyacın ve hangi nufusun gereği diye. Ne zaman önlerinden geçsem dolu diye şaşırmıyorum fakat. Psikolojisi bozuldu diyorsunuz mutlaka ya da duyuyorsunuz, kimin, kimlerin diye sormadan önce nedir ki ‘psikolojisi’ insanın. Üzülmek, ağlamak, korkmak, endişelenmek, gülmek, kahkaha atmak halleri insanın ve korktu diye pisikolojisi bozuldu teşhisi koymak hele de çocuklara neyin nesi ya da çoştu diye. Bu teşhisi başta, tv programlarına çıkan genç bayan ve baylar koyuyor bir kaşık suyu görse fırtına sanacak sığlıktaki bilgileri ile. Masalarındaki renkli renksiz gazozların,  arabesk ya da hafif müzik ve ağır kebaplar eşliğinde içildiği meyanelerine ne diyelim peki bu gece dolaşıp bütün meyhanelerini KKTC nin. Yaşamayı bırakıp da habire deneyimleyenlerin, moda deneyimleri de çilek olsun bu sığ ömrün pahalı, modern hatta post modern pastasına.