Küçük sorulardan başlayalım.

Oğlum kızım niye ders çalışmıyorsun.

Öğrenci olup da ders çalışmayan her evlâda sorulması gereken bir soru değil mi bu.

Bunu yapmayınca ne kalır geriye, tanış olan arkadaş belki de akraba olan öğretmene ricacı olmak, bizim çocuğa bir 5 ver de geçsin sınıfı, yıl kaybetmesin.

Bunu öyle bir alışkanlık haline getirdiniz ki, öğrenciler veliler, öğretmenler bakanlık hep beraber el ve düşüncesizlik birliği ile sınıfta kalmayı kaldırdınız.

Sonucunu hep beraber yaşıyorsunuz.

Şikayetçi olduğunuz bu şey de sizin eseriniz.

Kim kime sordu,  kendi emeği ve alın teri ile sahip olamayacağı her hangi bir şeye nasıl sahip olduğunu.

A kızım bu küpeleri ne zaman ve nasıl aldın, benim verdiğim harçlıkla bu küpe,  bu son moda, yazılı resimli ti şört alınamaz, sen bunu nasıl aldın diye soran sorgulayan anne baba sayısının nüfusa oranı kaçtır acaba.

Bir memur son moda lüks arabayı nasıl satın alabilir, bu hem kendi kendinize ve hem de o arabayı alabilenlere sorulmalı değil mi.

Taksitleri annem babam öder cevabı da ayrıca sorgulanması gereken bir durum değil mi.

Anne baba o yaşa gelmiş ve iş bulamamış evlada baksın, onu beslesin korusun kollasın da;  hem de iş bulmuş, devlete kapağı atmış genç bir insan utanmaz mı anne babasına ‘ bana araba alın, almışken de lüks olsun bari’ demeye.

Kaç sendika var memlekette ve bu sendikaların hangisi,  üyelerinden kimilerinin hayat standardının birden bire yükselmiş olmasını sorgulamıştır.

Ve kaç sendikacı, örgüt, oda, dernek başkanı konusunu ettiğim arabaya-arabalara sahiptir.

Siz 25 yıl boyunca memurluk ederken, ‘ geçinemiyoruz’ diye her Allah’ın günü ağlaşırken,  hangi para, nerden bulduğunuz para ile o arabayı, o villayı, o yüzme havuzunu nasıl aldınız diye bir sormak yok mu.

Küçük sorular gerek bize.

Be köylü, aha biliyorsun ki bu kimyasalı tarımda kullanmak çeşitli hastalıklara davetiye çıkarmaktır, niye bunu bildiğin halde böğrülceleri, fasulyeleri bunlarla ilaçlıyorsun diye,  kim sordu kime.

Be başkan hiçbir maçımızı 100 kişiden fazla insan bilet alarak izlemez, hal böyleyken bu futbolcuların marka kramponlarını alacak parayı nerden buluyorsunuz, hele de transfer parası ve yurt dışında kamp masraflarını hangi değirmenin suyundan karşılıyorsunuz diye soran bir futbol sever çıktı mı aranızdan. ( aslan parçaları top potini giyemez ille de krampon giyecekler )

Küçük küçük sorular sorulup da yanıt istenmediği içindir ki büyük hatta çok büyük sorunlarla baş başa kaldınız.

Geçtir ama yine de şarttır, haram tek türk kuruşunun hesabı, haram her oyın hesabı sorulmalıdır.