Almanlara göre dünyanın merkezi Almanya’dır. İngilizlere göre İngiltere.
ABD Başkanı, siyaseti Suriye topraklarında bizim ulusal ( milli kavramının yeni versiyonu ) çıkarımız var der.
Rusya da benzeri şeyleri söyler, eskiden de SSCB söylerdi.
Yunanistan Doğu Akdeniz ve Kıbrıs bizim için ulusal ve stratejik açıdan önemlidir der. Demesin mi, desin.
Doğu Akdeniz ve Kıbrıs bizim için ulusal ve stratejik açıdan önemlidir der Türkiye. Demesin mi.
Görecelilik kavramını Aynştayn’ın bulduğuna dair bir tartışma yok.
Yok da Nasreddin Hoca’nın dünyanın merkezi eşeğimin ayaklarının bastığı yerdir demesi ne.
Bir İtalyan için dünyanın merkezi elbette ki Roma olacaktır, ha İtalyan Napoli’li ise itiraz ederek hayır Napoli’dir, Sicilya’dır diyebilir, kendi aralarında halletsinler.
Bu günkü yazımın derdi ‘‘ Sarayönü’nü dünyanın merkezi zannetmek’’ diye başlayan itirazlar.
Bir Kıbrıs Türkü için dünyanın merkezi başka neresi olabilir ki.
Madrid mi olmalı bizim için dünyanın merkezi yoksa Tiran mı.
Ha Brüksel diyorsanız, gırtlak dokuz düğüm dokuz düşün on dokuz tart sonra söyle.
Brüksel dünyanın merkezi ise Akdeniz’in sularında on binlerce insanı bğularak ölmeye mahkum eden Brüksel’i dünyanın merkezi olarak kabul ediyorsanız aynaya bir göz atın bakalım ne göreceksiniz.
Her millet için dünyanın merkezi kendi memleketidir ve memleket kavramı da okulların coğrafya kitaplarına sığdırılamaz bir kavramdır.
Coğrafya kitapları genel kabul görür ve fakat geçer gider unutulur tanımlar yapar memleket konusunda.
Memleketi insanın en çok da yüreğinde saklıdır ve geçmişinde atalarının masallarında destanlarına.
‘‘ Kişi  doğru söyle / Sana kendi vatanında /  Terin /  Hatta ayak kokun bile / Tatlı gelmez mi ? ’’ diye sorar ya Süleyman Uluçamgil, işte ne o teri ne o kokuyu ne de o sevdayı yazmaz coğrafya ders kitapları.
Evet dünyanın merkezi Türkçedir, ve evet Elenler için de Elence.
Bir gün anlarsa komşular ki lisan düşmanlık için değil dostluk içindir işte o gün anlaşma ve barışa doğru adım atılabilir.