Mehmet Ali Talât eğitim bakanıydı.

Birkaç gün süren bir yazı dizisi ile eğitim, okullar üzerine öneriler yapmıştım.

Üzerinden otuza yakın sene geçti ve bence o öneriler bu gün için de geçerli.

O gün hükümet olanlar ve partiler hiç dikkate almamışlardı bu gün de almayacaklar.

Olsun önermek benden olsun, önemsememek,  oy bin bir vaatle oy isteyip alıp anında da vaatlerini 5 yıl sonra yine hatırlamak üzere kafalarındaki unutma rafına kaldıran vekillerde,  partilerde olsun.

Adına okul dediğimiz binalarımız vardır ve bu binalarımız öğlen saatlerinden itibaren genellikle boş atıl vaziyettedirler.

Beri yandan da okulu sevmeyen, çeşitli nedenlerle sevmeyen çocuklar gençler vardır.

Bir yandan da meslekler ölüm döşeğindedir kaybolmak üzeredirler.

Mesleği olmayan insan sayısının fazla olması o halkın her geçen gün daha da kötüye doğru sürükleneceğinin de göstergesidir.

Ve en iyi,  çocuklar gençler ve öğretmenler bilmektedir ki KKTC de uygulanan eğitim zihniyeti ile klasik liselerden mezun olan gençler, ister erkek olsun ister kız herhangi bir beceriye sahip olmadan mezun oluyorlar.

Böyle bir lise mezunluğundan sonra askerlik ya da askerlik ertelensin diye üniversite, kızlar için de üniversite. Peki sonra…

Sıfır beceri ile lise mezunluğu ‘ odacı’ denen gizli işsizliği ya da ondan da beter olarak  ‘alın bu bizim çocuğu memur vallahi de oyum size’ yozluğunu, çaresiz yozluğunu getirir. Daha ne kadar sürdüreceğiz bu kanun tahtında becerisiz lise mezuniyeti saçmalığını

Eğitim bakanlığı titiz bir araştırma ile her bölgedeki iyi ustaları tespit etsin ve akabinde ilkokul dördüncü sınıfta tökezlemeye başlayan öğrencilerin aileleri ile konuşarak, şöyle bir teklif yapsın.

Çocuğunuzun derslerinde iyi gitmediğini, okulu sevemediğini başarılı olma ihtimalinin zayıf olduğunu tespit ettik. Çocuğunuzun eğilimlerine göre sizce de uygunsa, sabahtan öğlene kadar şu marangozun, bu makinistin vs vs yanına çırak girsin, öğleden sonra ise zaten okullarımız boş,  sizin çocuğunuz ve benzeri çocuklar okula gidip temel dersleri alsınlar, Türkçe, matematik, İngilizce, sanat, oyun gibi faaliyetlerde bulunsunlar, ilk iki yıl haftalığını bakanlık olarak biz ödeyeceğiz, sonraki yıllarda ustaları da çocuğunuza gösterdiği gelişime göre ek ücret ödesin.

Böylece çocuklar 10 yaşından itibaren 16-18 yaşına kadar hem temel okul derslerini almış hem de meslek edinmiş olacaktır.

18 yaşından sonra da gencimizin tercihine göre, ya atölye açmasına bakanlık olarak hibe ve kredi desteği vereceğiz ya da bakanlığımızın Türkiye’den sağlayacağı kontenjanlar ile mesleğine uygun yüksek okullara devam ederek kendini ve mesleğini daha da geliştirmesini sağlayalım.

Ne dersiniz kabul görür mü.