“Orada Sadece Türkiye Var”

                Galiba Rumlar, Türkiye’nin uyuduğunu ve bütün dünyadan koptuğunu sanıyor.  Dolayısı ile “herkes koronavisle uğraşırken, ben de kazılarıma başlayım” zihniyetiyle Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmalarına başladı Rumlar.  Durumu gören ve hala ne eğilen, ne bükülen Rumları görünce, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu bir uyarıda bulunmak ihtiyacı duydu. Esasında o uyarıdan da ötedir bana göre.  Adeta “Aklını başına al” der gibiydi.

                Çavuşoğlu konuştu, Rımlar zıvanadan çıktılar.  Bakınız Çavuşoğlu ne demiş sondaj çalışmalarına ilişkin...

                “Bugün baktığımız zaman kim var orada?  Bir tek Türkiye var.  Bunun anlamı şudur:   Rum tarafı da KKTC ile anlaşarak uzlaşmaya gitmelidir.  Doğu Akdeniz etrafındaki ülkeler için de mesaj, burada Türkiye var.  Türkiye ile işbirliği yapmak durumundasınız.”

                Ve sözlerine devam ediyor Çavuşoğlu...

                “Rumlar, adadaki Türk haklarını yok sayarak sondaj çalışmalarına devam ediyor.”

                Çavuşoğlu’nun bu sözlerine  Rum tarafından şöyle bir tepki geldi:

                “Türkiye hepsini kendisi istiyor.”

                Böyle saçma bir yaklaşım olur mu?  Rumlar hala hayal görerek bildikleri yoldan yürüyorlar.

                Rumların bu yorumu bize şunu hatırlattı.

                Hani on bir yıllık getto hayatımızda bize bütün ambargoları uygulayan ve bir yudum suyu fazla gören Rumlar, o katı ve vazgeçilmez tutumları yüzünden kaybetmediler mi adanın yarısını?

                Ne yani?  Hiçbir değişim göstermeyen Rum tutum ve icraatları, böyle giderse Türkiye’nin Akdeniz’deki bütün doğal kaynakları alması da olasılık dışında olmaz herhalde. Bu bir hayal değildir.  Esasında Rumların bu iddiaları, bilinç altında “Türkiye bir gün hepsini alabilir” algısı ile bağlantılıdır.

                Mesela Şubattan beri başlayan şu koronavirüs belası bütün dünyayı sararken, bu beladan en az zararla çıkan ülkenin de Türkiye olduğunu söylemek lazım.  Bana göre bütün dünya, Türkiye’nin büyüklüğünü görmüştür şu koronavirüs vakalarında.

                Bu amaçla iki haftanın içinde devasa ve tam donanımlı bir hastane inşa eden Türkiye pabuç bırakır mı Rumlara şu sondaj çalışmalarını devam ettirmelerine?

                Türkiye’nin özellikle dış siyasetteki sabırlı tutum ve davranışları bütün dünyaca bilinmektedir.  Gerçekte Türkiye kimsenin hakkını yemek de istememektedir.  Sadece adadaki soydaşlarının hakının teslimini istiyor Türkiye.  Lakin Rumlar, şu doğalgaz meselesinde de Türklere bir gıdım bile hak vermeyecektir, görünüşe göre....

                Ara ara bazı aklı başındaki aydın Rumlardan kendi siyasilerine uyarılar gelse de, onların uyarılarını dikkate almazlar.  Hatta nerdeyse bu tür uyarıları yapanları vatan haini ilan ederler.

                Bu iş nereye kadar sürecek?  Rumlar şu dikkafalılıklarını ne kadar daha idame ettirecek ve uzlaşmaya yanaşmayacak?

                Hani derler ya...  “Her işin bir sonu vardır” diye.  Nasıl ki şu Kıbrıs, bir  Türk çıkarmasını gördü 20 Temmuz sabahı, elbet bir gün başka 20 Temmuz’u da  görecektir diye düşünüyorum.    Rumlar bunu alışkanlık haline getirdiler.  Hayalci tavır ve kararlarıyla hatalarını yaparlar, sonra da oturup ağlarlar.  Yani Rumların ağlamaları çok da uzakta olmasa gerek.

                Mevlut Çavuşoğlu yanlış mı söyledi?

                Şu anda Rumların sondaj yaptığı bu aşamada orada hangi ülke var?  Sadece ve sadece Türkiye var.

                Herkes şu koronavirüs belasından başını kaldıramıyor. Hal böyle iken Rumlara ortak olan ülkeler, “Biz canımızla, Rumlar da çıkarlarıyla uğraşıyorlar” diyebileceklerdir herhalde bir an gelince.  Lakin Çavuşoğlu onlara da gönderme yaptı.  O gönderme, “Rumların sizleri soktuğu bu maceradan vaz geçin, çünkü bir gün gelecek sizler de yarı yolda kalacaksınız” mealindedir.

                Rumlar anlamalıdırlar ki, Türkiye bugün dünyadaki yükselen değer ve itivariyle oradadır ve sabırla beklemektedir.

                Rumlar sondajlarına devam etsinler baklaım bu iş nereye kadar sürecek, görelim...