ABD Başakanı Trump müslümanlara iyilik mi yoksa kötülük mü yaptı bilinmez.  Bana göre Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in Başkenti ilan etmesi, bütün müslüman ülkeleri birbirine kenetledi.
Türkiye’nin öncülüğünde 56 müslüman ülkenin başkan ve temsilcileri İstanbul’da, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında bir araya gelerek, “Kudüs, Filistin’in Başkentidir” mesajını verdi.  Sadece mesaj onu içermiyordu.  O mesaj, yıllardan beri birbirini yiyip bitiren Arap ülkeleri bu kez, tek bir vücut halinde bütün dünyaya güçlerini göstermiş oldular.
Gerçekte batının baktığı Türkiye’nin, çağdaş batı ile katı kurallar içinde var olan Arap ülkeleri arasında bir köprü ve lider vazifesi görmekte olduğu biliniyor.  Türkiye’nin İslam ülkelerine lider konumuna gelmesi, uzun zamandan beri süregelen bu değişim ve yapılaşmanın görüntüsü hiç de yeni değildir.
Bugüne kadar bütün Arap ülkeleri bazında Türkiye’nin yükselen yıldızı ve saygı çerçevesinde bir gelişim göstermesi çok büyük bir olaydır esasında.
Esasında terör, Arap üleklerinin de canına okudu ve bölünme ve iç savaşın eşiğine getirdi.  Suriye misali iç savaşlar hiç bitmedi.  Fakat tek birleştikleri nokta, çağdaş bir din anlayışı ile değişimi sağlamak ve o değişimle birlikte yeni bir Arap dünyası yaratmak.
Son Kudüs olayları ve bütün dünyada kaynayan kazan, yine bütün dünyanın bir çelik duvar gibi Trump’ın önünde duruşu çok mühim ve anlamlıdır.
Trump bu duruma ne diyecek?
Attığı yanlış adımdan dönecek mi?
Bugün hala AB ve BM de dahil, hatta Vatikan dahil “Trump’ın bu kararı yanlıştır ve savaşa bir malzemedir” mesajı verirken, son olarak da İstanbul’da bütün müslüman ülkelerin bir araya gelmesi ile tavır, insani açıdan ele alınarak, İslam Birlikteliği’nden “Filistin tanınmalıdır” mesajı çıktı.
Bir diğer deyişle Müslüman ülkeler ilk kez bu kadar sıcak ve samimi bir kararla kenetlendi.
Şimdi Trump ne halt edecek?
“Siz kimsiniz be?  Ben bütün dünyanın hakimiyim” mi 
diyecek?
“Bu dünyada ben ne dersem o olur” mu diyecek?
Bence artık Ortadoğu ve bütün Müslüman ülkeler eski oldukları yerde değillerdir.  Türkiye’yi kendilerine örnek alarak ileriye bakıyorlar.
Hatırlıyorum...
Yıllar öncesinin Arap dünyasını...
Rumlar Mısır’dan bizi öldürmek için silah alırken, hep kahretmişizdir.
“Bu nasıl kardeşlik, bu nasıl müslümanlık?” sorusunu sormuşuzdur.
Yine hatırlıyorum...
21 Aralık 1963 olaylarında Araplar’ın Rumlara sattıkları silahların yanlışlığını onlara hatırlatmış ve yüzlerce muhtırayı kendilerine göndermiştik.  Ama o zamanki Araplar, başka Araplardı.
Zaman zaman Kur’andan ayetler okurlar televizyonlarda ve camilerde.
“Bütün müslümanlar kardeştirler” derlerdi de o kardeşliği bugüne kadar görememiştik.  Ama şimdi görebiliyoruz, 50 yıldan sonra.
Zararın neresinden dönülürse kardır.  Arap dünyası şunu bilmelidir ki, birlikten kuvvet doğar.  Hani derler ya...
“Bir elin nesi var, iki elin sesi var” diye bir atasözü.  O bağlamda İslam dünyasının birlikteliği sadece kendilerine değil, bütün dünya barışına da ışık tutacak ve mutlu bir geleceğe yelken açacak.
İstanbul’da yapılan İslam zirvesindeki sonuç bildirgesini Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şöyle açıklamıştır:
“Bu tarihi zirveyle bir kez daha Kudüs’ün sahipsiz olmadığını, karar sahipleri başta olmak üzere,tüm dünyaya gösterdiğimize inanıyorum.  Hatada ısrar etmenin kimseye faydası yoktur.  Amerika makamlarının yanlış kararlarından bir an önce dönmesini bekliyoruz.”
Bu mesaj, tüm gerçekleri ortaya koyuyor.  Saygılı, düzeyli ve inandırıcı güçlü bir mesaj.
Haydi bakalım Trump Efendi... Bundan sonra ne yapacağını bütün dünya ve bütün Müslümanlar sabırsızlıkla 
beklemektedir.